6 Haziran 2025: Bir Gün, Bir Hafıza, Bir Gurur, Bir Adak, Bir Fedakârlık ve Bir Bilgelik

BRUXELLES KORNER / Kadir Duran

ANADOLU BAYRAM – Türkiye Gazeteciler Federasyonu’nun (TGF) Bayram Özel Sayısı yayımlandı!

Bu anlamlı ve özenle hazırlanan özel sayı için başta büyük emek sarf eden Genel Başkanımız Yılmaz Karaca olmak üzere, tüm katkı sunanları gönülden kutluyorum.

facebook linki / https://www.facebook.com/share/p/16m6DU96ES/

12. sayfada bayram yazıma da yer verildiğini memnuniyetle paylaşmak isterim.

Bu sayı, siz değerli okuyucularımız için hazırlandı. Emeği geçen tüm TGF Yönetim Kurulu üyelerine, destek veren gönüldaşlarımıza ve federasyon üyelerine en içten teşekkürlerimi sunuyorum.

Bayramın birlik, beraberlik ve umut getirmesi dileğiyle…

Kadir Duran
TGF Genel Kurul Üyesi

6 Haziran 2025: Bir Gün, Bir Hafıza, Bir Gurur, Bir Adak, Bir Fedakârlık ve Bir Bilgelik

6 Haziran… Tarih kitaplarında, savaşların, kurtuluşların, büyük doğumların ve siyasal dönüm noktalarının hikâyelerinde yankılanan bir tarih. Bu günde, yüzyıllar boyunca krallıklar kuruldu, cumhuriyetler ilan edildi, hükümdarlar taç giydi. Milletler bağımsızlıklarını kazandı. Sanatçılar, düşünürler, istisnai insanlar dünyaya geldi. Hatta uzay bile fethedildi; insanoğlunun gemileri sonsuzluğa doğru yola çıktı.

6 Haziran, kolektif hafızamızda her zaman derin izler bırakmıştır. Ancak bu yıl, bambaşka bir anlamla anılacak: fedakârlığın ve imanın günü. 6 Haziran 2025’te Müslüman dünyası Kurban Bayramını kutluyor. Paylaşmanın, dayanışmanın, tevazunun ve teslimiyetin bayramı.

Sıkça yanlış anlaşılan bir inanç

Bazen İslam’ı kuşku ve önyargı kalıplarına hapseden Avrupa’da bu gün, bize şunu hatırlatmalı: inancımız bir tehdit değil, bir zenginliktir. Anlam kapılarını kapatanlar olsa da, hikmetiyle açanlar da var. Türkiye, laik bir devlet olsa da halkı derin bir inanca sahiptir ve köklerine sadık kalarak modernliği kucaklamayı bilen bir dengeyi temsil etmektedir.

Kanımız tarih taşır. Türk kanı, Orta Asya’nın Bozkurtlarının kanı; göçebe ataların, durmadan yürüyenlerin, dünyayı boydan boya dolaşanların kanıdır bu. Asya’nın derinliklerinden Viyana kapılarına kadar uzanan Osmanlı yürüyüşünde, bu kan dağları, ovaları, denizleri aşarak bugünlere ulaşmıştır.

Özbekistan, Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan, Türkmenistan ve Moğolistan’daki kardeş halklar da bu mirası onurla taşımaktadır. Efsanelerle, zaferlerle, geleneklerle dokunmuş bir tarih… Bugün hâlâ damarlarımızda atan bir hafıza.

Birleşen bir dünya

Artık bayramlarımızı gölgede, yalnız, kuşkuyla bakılan gözlerin önünde kutlamayacağız. Bayramlarımızı gururla, birlik içinde ve ışıkla kutlayacağız.
Tarihsel, dilsel ve manevi bağlarla birbirine kenetlenen Türk dünyası, yükselen bir güçtür. Bu güç, silahla ya da korkuyla değil; ekonomiyle, kültürle, bilimle ve karşılıklı iş birliğiyle yükselecektir.

Gelecek, birlikte yürüyen, kimliğine kök salmış ama dünyaya açık olan halkların olacaktır. Öyle bir gelecek ki; bayramlarımız doğudan batıya yankılanacak, değerlerimizin üzerine güneş bir daha batmayacaktır.

Birlik ve barış çağrısı

Geleneklerimizle, kültürümüzle, inancımızla gurur duyalım. Onca baskı ve zulümden sonra özgürlüğümüzü yeniden kazandık. Ve bugün artık biliyoruz ki: birlikten güç doğar.

Tüm Türklere, tüm Müslümanlara sesleniyorum: İnancınızı huzur içinde, sadakatle ve onurla yaşayın.

Hepinize kutlu, anlamlı ve onurlu bir Kurban Bayramı diliyorum.

Ve insanlığa bir çağrım var:
Gazze’ye barış gelsin, katliamlar son bulsun, İsrail akl-ı selime geri dönsün.
Rusya aklını başına alsın. Ukrayna özgürlüğünü geri kazansın.
Pakistan ve Hindistan bir toprak parçası uğruna kavga etmekten vazgeçsin.

Unutmayalım ki, hepimiz insanlık ailesinin kardeşleriyiz.
İnsanlar yaşamalı, sevmeli, üretmeli, hayal etmeli, aktarmalıdır.
Dünyanın kana değil, anlama ihtiyacı var.

Kurban Bayramınız mübarek olsun. Barış sizinle olsun.