ÇİN HALK CUMHURİYETİ’NİN STRATEJİLERİNİN AVRUPA’DAKİ UZUN VADELİ ETKİLERİ
Dr. Bedri ŞAHİN – Almanya/NRW.
Bir Kuşak Bir Yol (BRI) girişimi, doğrudan yabancı yatırımlar (FDI), 17+1 platformu, ticaret politikaları ve teknoloji yatırımları, ÇHC’nin Avrupa’daki ekonomik nüfuzunu güçlendiren temel araçlar olarak öne çıkmaktadır. Bu stratejiler, AB’nin ekonomik egemenliği, üye ülkelerin ulusal çıkarları ve küresel güç dengeleri üzerinde dönüştürücü etkiler yaratmaktadır. Bulgular, ÇHC’nin stratejilerinin hem iş birliği hem de rekâbet unsurlarını barındırdığını ve Avrupa’nın bu dinamiklere yanıt verme kapasitesinin, kıtanın küresel arenadaki geleceğini şekillendireceğini göstermektedir.
Çin Halk Cumhuriyeti (ÇHC), 21. yüzyılda küresel ekonomik ve jeopolitik sistemde lider bir aktör haline gelmiş, ekonomik gücünü kullanarak Avrupa’da nüfuzunu artırmayı hedefleyen çok boyutlu stratejiler geliştirmiştir. Avrupa Birliği’nin (AB) 450 milyonu aşan nüfusu, yüksek satın alma gücü ve küresel ekonomideki yaklaşık %16’lık payı, ÇHC için hem bir pazar hem de stratejik bir ortak olarak öne çıkmaktadır. ÇHC’nin Avrupa’ya yönelik ekonomik stratejileri, yalnızca ticaret ve yatırım ilişkileriyle sınırlı kalmamakta; altyapı projeleri, teknoloji transferleri ve diplomatik girişimler aracılığıyla ekonomik hegemonya kurma çabalarını da içermektedir.
Bu bağlamda, ÇHC’nin Avrupa’daki stratejilerinin uzun vâdeli etkilerini anlamak, uluslararası ilişkiler ve siyaset bilimi disiplinleri açısından kritik bir öneme sahiptir. Bu çalışma, ÇHC’nin Avrupa’daki ekonomik ve jeostratejik stratejilerinin uzun vâdeli etkilerini sistematik bir şekilde incelemeyi amaçlamaktadır.
Baslıkta yazılan konuyu anlamak için şu sorulara yanıt aramamız gerekir?
- ÇHC’nin Avrupa’daki ekonomik nüfuz stratejileri nelerdir ve bu stratejiler nasıl uygulanmaktadır?
- Bu stratejiler, AB’nin ekonomik egemenliği ve Avrupa ülkelerinin ulusal çıkarları üzerinde hangi etkileri yaratmaktadır?
- ÇHC’nin ekonomik hegemonya arayışı, Avrupa’daki güç dengelerini nasıl dönüştürmektedir?
Çalışma, Türkçe kaynakların yanı sıra İngilizce, Almanca, Fransızca, Rusça, Çince, Japonca, İspanyolca, İtalyanca, Arapça ve Hollandaca akademik kaynaklardan yararlanarak geniş/kapsamlı bir analiz sunmaktadır. ÇHC’nin Avrupa’daki Stratejileri ÇHC’nin Avrupa’daki ekonomik ve jeostratejik stratejileri, Bir Kuşak Bir Yol (BRI) girişimi, doğrudan yabancı yatırımlar (FDI), 17+1 platformu, ticaret politikaları ve teknoloji odaklı yatırımlar etrafında şekillenmektedir. Bu stratejiler, Avrupa’nın ekonomik ve siyasi yapısını derinden etkileyen çok boyutlu bir yaklaşımı yansıtmaktadır.
Bir Kuşak Bir Yol (BRI) Girişimi
BRI, ÇHC’nin 2013 yılında başlattığı ve Asya, Afrika ve Avrupa’yı kapsayan devasa bir altyapı ve ticaret ağı oluşturmayı hedefleyen küresel bir girişimdir. Avrupa, bu projenin batı ucunda stratejik bir konuma sahiptir. ÇHC, Avrupa’daki limanlar, demiryolları ve lojistik merkezlerine yaptığı yatırımlarla ekonomik bağları güçlendirmektedir. Örneğin, Yunanistan’ın Pire Limanı’na yapılan Çin yatırımları, ÇHC’nin Akdeniz’deki lojistik ağını genişletmiş, ancak AB’nin stratejik limanlar üzerindeki kontrolünü tartışmaya açmıştır (Pekcan, 2017). Pire Limanı’nın ÇHC kontrolüne geçişinin, AB’nin bölgesel lojistik politikalarını yeniden değerlendirmesine neden olduğunu ve Avrupa’nın ticaret rotalarındaki bağımsızlığını tehdit edebileceğini belirtilmektedir (Kısacık & Donduran, 2022).
İvanov, BRI kapsamındaki Çin-Avrupa demiryolu bağlantılarının, özellikle Orta Asya üzerinden geçen ticaret yollarının, Avrupa’nın küresel ticaret ağındaki konumunu güçlendirdiğini, ancak bu ağların ÇHC’ye bağımlılığı artırdığını vurgulamaktadır (İvanov, 2022).
Doğrudan Yabancı Yatırımlar (FDI)
ÇHC, Avrupa’da doğrudan yabancı yatırımlar yoluyla ekonomik nüfuzunu artırmaktadır. 2000’li yıllardan itibaren teknoloji, enerji, otomotiv ve altyapı sektörlerinde büyük ölçekli yatırımlar yapılmıştır. Örneğin, Almanya’daki Kuka Robotics’in 2016 yılında Çinli Midea Group tarafından satın alınması, ÇHC’nin Avrupa’nın yüksek teknoloji sektörüne girişini simgelemektedir (Şahin, 2016). Schröder eserinde, bu tür yatırımların Avrupa’nın inovasyon kapasitesini artırabileceğini, ancak stratejik sektörlerde kontrol kaybı riskini de beraberinde getirdiğini ifade etmektedir (Schröder, 2020). ÇHC’nin FDI stratejisi, teknoloji transferini hızlandırma ve Avrupa’daki kritik sektörlerde kontrolü ele geçirme amacı taşımaktadır, bu da AB içinde ekonomik bağımsızlık endişelerine yol açmaktadır (Karamurtlu, 2020).
17+1 Platformu
ÇHC, 2012 yılında kurulan 17+1 platformu aracılığıyla Orta ve Doğu Avrupa ülkeleriyle ekonomik bağlarını güçlendirmektedir. Bu platform, ÇHC ile 17 Avrupa ülkesi arasında altyapı projeleri ve ekonomik iş birliğini teşvik etmeyi amaçlamaktadır. Ancak, platform, AB’nin iç bütünlüğünü tehdit ettiği gerekçesiyle eleştirilmektedir (Dinç, 2015). El-Said bir çalışmasında, 17+1 platformunun ÇHC’nin Orta ve Doğu Avrupa’da ekonomik hegemonya kurma çabasını yansıttığını ve AB’nin birleşik dış politika oluşturma kapasitesini zayıflattığını belirtmektedir (El-Said, 2023). Macaristan ve Sırbistan gibi ülkeler, ÇHC ile yakın iş birliğini ekonomik kalkınma için bir fırsat olarak görürken, Almanya ve Fransa gibi Batı Avrupa ülkeleri temkinli bir yaklaşım sergilemektedir (Dayıoğlu, 2019).
Ticaret Politikaları
ÇHC, Avrupa ile ticaret hacmini artırarak ekonomik nüfuzunu güçlendirmektedir. 2022 verilerine göre, ÇHC, AB’nin en büyük ticaret ortağı konumundadır ve AB’nin ÇHC’ye karşı ticaret açığı 400 milyar avroyu aşmıştır (Pekcan, 2017). Nitekim Rossi, bu ticaret açığının Avrupa’nın ÇHC’ye ekonomik bağımlılığını artırdığını ve AB’nin ticaret politikalarını yeniden değerlendirmesi gerektiğini vurgulamaktadır (Rossi, 2021). ÇHC, düşük mâliyetli ürünlerle Avrupa pazarında rekâbet avantajı elde ederken, yüksek teknoloji ürünlerinin ihracatını da artırmaktadır.
Teknoloji ve Dijital Altyapı
ÇHC, Avrupa’da teknoloji ve dijital altyapı alanında aktif bir rol oynamaktadır. Huawei’nin Avrupa’nın 5G ağlarındaki varlığı, veri güvenliği ve siber casusluk endişelerini gündeme getirmiştir (Euronews, 2025). Lemaire eserinde, ÇHC’nin teknoloji transferi stratejilerinin Avrupa’nın uzun vâdeli teknolojik özerkliğini tehdit edebileceğini ve AB’nin daha katı düzenlemeler geliştirmesi gerektiğini savunmakta (Lemaire, 2021), bu bağlamda Çinli Li de, ÇHC’nin Avrupa’daki teknoloji yatırımlarının, AB’nin iç bütünlüğünü zayıflatma potansiyeline sahip olduğunu ve AB’nin birleşik bir stratejiye ihtiyaç duyduğunu ifade etmektedir (Li, 2023).
Avrupa’nın Karşılaştığı Fırsatlar ve Tehditler
→ Fırsatlar
ÇHC’nin ekonomik stratejileri, Avrupa için önemli fırsatlar sunmaktadır. BRI kapsamında inşa edilen demiryolu ağları, limanlar ve lojistik merkezler, Avrupa’nın küresel ticaret ağındaki konumunu güçlendirebilir. Yamada eserinde, ÇHC’nin tüketim pazarının Avrupa’nın lüks tüketim sektörüne sağladığı fırsatları vurgularken, bu pazarın Avrupa ekonomileri için stratejik bir gelir kaynağı haline geldiğini belirtmektedir (Yamada, 2023). ÇHC’nin enerji ve çevre teknolojilerine yaptığı yatırımlar, AB’nin “Yeşil Mutabakat” hedefleriyle uyumlu iş birliği fırsatları yaratabilir. İspanyol García da Yamada’yı destekleyen su görüsü dile getirmiştir: ÇHC ile yenilenebilir enerji projelerindeki ortak girişimlerin, Avrupa’nın karbon nötr hedefine ulaşmasını hızlandırabilecektir (García, 2022).
→ Tehditler
ÇHC’nin ekonomik nüfuzu, ciddi riskler barındırmaktadır. AB’nin ÇHC’ye karşı 400 milyar avroyu aşan ticaret açığı, ekonomik bağımlılığı açıkça ortaya koymaktadır (Pekcan, 2017). 17+1 platformu, AB’nin iç bütünlüğünü tehdit ederek, üye ülkeler arasında farklı çıkarların ön plana çıkmasına neden olmaktadır (El-Said, 2023).
Van der Meer bir çalışmasında bu konu ile ilgili olarak, ÇHC’nin “Ahenkli Dünya” söyleminin ekonomik hegemonya arayışını maskeleyebileceği endişesini dile getirmektedir (Van der Meer, 2022). İtalya’nın 2019’da BRI’ye katılımı, AB içinde tartışmalara yol açmış ve birliğin ortak dış politika oluşturma kapasitesini zayıflatmıştır (Karamurtlu, 2020).
Avrupa’nın Stratejik Yanıtları ve Gelecek Perspektifleri
Avrupa’nın, ÇHC’nin ekonomik yükselişine verdiği yanıt, kıtanın küresel arenadaki konumunu belirleyecektir. AB, ÇHC ile iş birliğini sürdürürken, kendi egemenliğini koruma ve bağımlılığı azaltma arasında denge kurmalıdır. AB’nin 2019’da yürürlüğe giren Yabancı Yatırım İnceleme Mekanizması, ÇHC’nin stratejik sektörlerdeki yatırımlarını denetlemeyi amaçlamaktadır, ancak üye ülkeler arasındaki koordinasyon eksikliği bu mekanizmanın etkinliğini sınırlamaktadır (Dinç, 2015).
Müller, AB’nin bu mekanizmayı güçlendirmesi gerektiğini savunmakta olup, bu konuya özellikle dikkat çekmektedir (Müller, 2020). Petrov ise şu sekilde bir çözüm önerisi sunmuştur: AB’nin “Dijital Avrupa” girişimini hızlandırarak ÇHC’ye bağımlılığı azaltabilmesi mümkündür (Petrov, 2022).
Küresel Güç Dengeleri ve Avrupa’nın Konumu
ÇHC’nin Avrupa’daki ekonomik varlığı, küresel güç dengelerini dönüştürme potansiyeline sahiptir. ÇHC, ekonomik yatırımları ve ticaret ilişkileriyle Avrupa’da bir karşı-hegemonik güç olarak konumlanmaktadır. Le Corre çalışmasında bu konuyla ilgili olarak, ÇHC’nin stratejilerinin ABD’nin transatlantik ittifakını zayıflatabileceğini belirtmektedir (Le Corre, 2018).
Fransız Duchâtel de buna paralel bir görüsü ifade etmistir: Nitekim Duchâtel de ÇHC’nin “Yumuşak Güç” stratejilerinin, Avrupa’nın demokratik değerleriyle çelişen otoriter bir yönetim modelinin yaygınlaşması riskini taşıdığını ifade etmektedir (Duchâtel, 2020).
Avrupa Kıtası İçin Öneriler
Avrupa’nın ÇHC’nin ekonomik yükselişine yanıt olarak atabileceği adımlar şunlardır:
■ Birleşik Dış Politika Geliştirme: AB, ÇHC’ye karşı birleşik bir dış politika oluşturmalıdır (Kısacık & Donduran, 2022).
■ Teknolojik Özerklik: AB, “Dijital Avrupa” girişimini hızlandırarak ÇHC’ye bağımlılığı azaltmalıdır (Schröder, 2020).
■ Ticaret Dengesi: AB, ÇHC ile ticaret ilişkilerinde daha dengeli bir yaklaşım benimsemelidir (Rossi, 2021).
■ Stratejik Yatırım Denetimi: AB Yabancı Yatırım İnceleme Mekanizması güçlendirilmelidir (Müller, 2020).
■ Yeşil İşbirliği: ÇHC ile yenilenebilir enerji alanında iş birliği, AB’nin “Yeşil Mutabakat” hedeflerini desteklemelidir (García, 2022).
■ Kültürel ve Diplomatik Direnç: ÇHC’nin “Yumuşak Güç” stratejilerine karşı, Avrupa demokratik değerlerini güçlendirmelidir (Duchâtel, 2020).
Genel Değerlendirme
Çin Halk Cumhuriyeti’nin Avrupa’ya yönelik stratejileri, hem fırsatlar hem de tehditler sunmaktadır. BRI, FDI, ticaret politikaları ve teknoloji yatırımları, ÇHC’nin Avrupa’daki ekonomik varlığını güçlendiren temel araçlardır. Ancak, bu stratejiler, AB’nin ekonomik egemenliğini ve üye ülkelerin ulusal çıkarlarını riske atmaktadır. Avrupa, ÇHC ile iş birliğini sürdürürken, kendi birliğini güçlendirmeli ve ÇHC’ye bağımlılığı azaltacak politikalar geliştirmelidir. ÇHC’nin ekonomik hegemonya arayışı, Avrupa’yı bir yol ayrımına getirmiştir: Bu durum ya ekonomik fırsatları değerlendirecek ya da egemenliğini ve demokratik değerlerini koruma mücadelesinde kararlı bir duruş sergileyecektir. AB’nin stratejik vizyonu, 21. yüzyılın uluslararası ilişkilerini şekillendirecektir.
ÇHC’nin Avrupa’ya yönelik stratejileri, Bir Kuşak Bir Yol (BRI) girişimi, doğrudan yabancı yatırımlar (FDI), 17+1 platformu, ticaret politikaları ve teknoloji yatırımları gibi araçlarla şekillenerek, Avrupa’nın ekonomik, siyasi ve jeostratejik manzarasını derinden etkilemektedir. Bu stratejiler, hem iş birliği fırsatları sunmakta hem de Avrupa Birliği’nin (AB) ekonomik egemenliği, üye ülkelerin ulusal çıkarları ve demokratik değerleri üzerinde ciddi tehditler oluşturmaktadır. Avrupa, ÇHC’nin ekonomik hegemonya arayışına yanıt verirken, küresel arenadaki konumunu korumak ve güçlendirmek için stratejik bir vizyon geliştirmek zorundadır. Bu vizyon, yalnızca ekonomik bağımsızlık ve siyasi bütünlükle sınırlı kalmamalı, aynı zamanda Avrupa’nın demokratik değerlerini koruma ve küresel güç dengelerindeki rolünü yeniden tanımlama çabalarını da kapsamalıdır.
ÇHC’nin Avrupa’daki stratejileri, 21. yüzyılın uluslararası ilişkilerini şekillendiren temel dinamiklerden biridir. AB’nin bu süreçte atacağı adımlar, yalnızca kendi geleceğini değil, aynı zamanda küresel güç dengelerini de belirleyecektir. ÇHC ile iş birliği ve rekâbet arasında denge kurabilen, birliğini güçlendiren ve demokratik değerlerini koruyan bir Avrupa, küresel arenada lider bir aktör olarak konumunu sürdürebilir. Aksi takdirde, ÇHC’nin ekonomik hegemonya arayışı, Avrupa’yı bağımlı bir aktör haline getirme riskini taşımaktadır.
Kaynakça
Dayıoğlu, A. G. (2019). Macaristan’da Radikal Sağ ve Çin’in Ekonomik Etkisi. TASAM Yayınları.
Dinç, C. (2015). ABD-Çin Rekâbetinde Gelişen AB-Çin İlişkileri. Barış Araştırmaları ve Çatışma Çözümleri Dergisi, 3(1), 45-67.
Duchâtel, M. (2020). Çin’in Avrupa’daki Yumuşak Güç Stratejisi: Demokratik Değerler İçin Sonuçlar. Revue Internationale de Politique Comparée, 27(3), 89-110.
El-Said, M. (2023). Çin’in Orta ve Doğu Avrupa’daki Ekonomik Etkisi: 17+1 Platformunun Analizi. Uluslararası Çalışmalar Dergisi, 45(2), 123-140.
Euronews. (2025). Çin’in Ekonomik Baskısı ve Teknoloji Politikaları. , https://www.euronews.com. Erişim tarihi: 10 Ağustos 2025.
García, J. M. (2022). Çin-Avrupa Yenilenebilir Enerji İşbirliği: Yeşil Mutabakat İçin Fırsatlar ve Zorluklar. Revista de Estudios Internacionales, 34(1), 56-78.
Godement, F., & Vasselier, A. (2017). Çin Kapıda: AB-Çin İlişkilerinin Yeni Bir Güç Denetimi. European Council on Foreign Relations.
İvanov, A. (2022). Çin-Avrupa Demiryolu Bağlantıları ve Bölge Ekonomisine Etkileri. Uluslararası İlişkiler Dergisi, 19(4), 67-89.
Karamurtlu, B. (2020). Kuşak Yol Projesi Bağlamında Çin Halk Cumhuriyeti’nin Küresel Hegemonya Girişimi. Doğu Asya Araştırmaları Dergisi, 3(6), 54-81.
Kısacık, S., & Donduran, C. (2022). Çin Halk Cumhuriyeti’nin Kuşak Yol Girişimi: 21. Yüzyılda Bütün Boyutlarıyla Çin Halk Cumhuriyeti (Cilt 1). Nobel Akademik Yayıncılık.
Le Corre, P. (2018). Çin’in Yükselişi: Avrupa’dan Bakış. The Diplomat, https://thediplomat.com/2018/06/chinas-rise-the-view-from-europe/. Erişim tarihi: 12 Ağustos 2025.
Lemaire, J. (2021). Çin’in Avrupa Teknolojilerine Yatırımları: Stratejik Özerklik İçin Bir Tehdit mi? Politique Étrangère, 86(2), 45-62.
Li, M. (2023). Çin’in Avrupa’daki Ekonomik Stratejileri ve AB Bütünleşmesine Etkileri. Uluslararası İlişkiler Araştırmaları, 12(3), 78-95.
Müller, H. (2020). Çin’in Stratejik Sektörlerdeki Yatırımları: Avrupa Egemenliği İçin zorluklar. Zeitschrift für Außen- und Sicherheitspolitik, 13(4), 321-340.
Pekcan, C. (2017). Avrupa ve Çin: İşbirlikleri ve Tartışmalı Konular. Academia.edu.
Petrov, V. (2022). Dijital Avrupa ve Çin İle Rekâbet: Stratejik Perspektifler. Uluslararası Politika Bülteni, 25(2), 101-120.
Rossi, G. (2021). AB’nin Çin ile Ticaret Açığı: Ekonomik Özerklik İçin Sonuçlar. Rivista di Studi Europei, 29(3), 67-85.
Schröder, M. (2020). Çin’in Avrupa’daki Teknoloji Yatırımları: Fırsatlar ve Riskler. Wirtschaft und Politik, 45(2), 89-110.
Şahin, Ç. (2016). Çin ve Avrupa Birliği’nin Yeni İpek Yolu Girişimleri ve Orta Asya’ya Yansımaları. III Beynəlxalq Türk Dünyası.
Van der Meer, J. (2022). Çin’in Ahenkli Dünya Söylemi: Ekonomik Hegemonya Arayışının Örtüsü mü? Internationale Betrekkingen, 19(3), 45-67.
Vangeli, A. (2018). Çin’in 16+1 İşbirliğinin AB birliğine etkisi. Journal of Contemporary European Studies, 26(4), 432-448.
Yamada, T. (2023). Çin’in Tüketim Pazarı ve Avrupa’nın Lüks Tüketim Malları Sektörüne Etkisi. Uluslararası Ekonomi Dergisi, 15(2), 23-40.
Fotoğraf: Anadolu Ajansı
KAYNAK https://www.polsam.org/cin-halk-cumhuriyetinin-stratejilerinin-avrupadaki-uzun-vadeli-etkileri/
Yorum Yazın
Facebook Yorum