MENU
  • BK TEKNOLOJI
  • Türkiye Seçime Özel 2023
  • BELCIKA SIYASET ARENASI
  • TaXiBXL
  • SERAP'IN LEZZET SOFRASI
  • FOTO HABER
  • BRUXELLES KORNER BASIM 2016
  • BRUXELLES KORNER 2017 BASIM
  • YAZARLAR
  • FOTO GALERİ
  • WEB TV
  • HABER ARŞİVİ
  • YOL TRAFIK DURUMU
  • Künye
  • Gizlilik Politikası
  • İLETİŞİM
  • Foto Galeri
  • Web TV
  • Yazarlar
  • Anketler
  • Nöbetçi Eczaneler
  • Firma Rehberi
BRUXELLES KORNER BLOG COPYRIGHT 2015-2025
DOLAR16.7682
EURO18.0052
GR ALTIN998.07
ÇEYREK1642.4
Afyonkarahisar
BRUXELLES KORNER BLOG COPYRIGHT 2015-2025
BRUXELLES KORNER BLOG COPYRIGHT 2015-2025
  • GUNDEM
  • ORTA ASYA
  • HABER
  • BRUXELLES KORNER PROGRAMLARI
  • SAGLIK
  • KÜLTÜR SANAT & SPOR
  • BIYOGRAFI
Kapat

Arap Dünyası İran-İsrail Savaşında Neden Sessiz?

Ana SayfaYazarlarDr. Güngör Gökdağ
25 Haziran, 2025, Çarşamba 20:08
  • yazdıryorum yazfont küçültfont büyüt
LOGO KAD

Arap Dünyası İran-İsrail Savaşında Neden Sessiz?

Ortadoğu, İran ile İsrail arasında doğrudan askeri çatışmaların yaşandığı tehlikeli bir dönemeçten geçerken, Arap dünyası bu savaşta bir pozisyon almaktan çok, pozisyon almamayı diplomatik bir denge politikası olarak benimsiyor. Gazze’deki saldırılar karşısında güçlü söylemler geliştiren Arap başkentleri, konu İran İslam Cumhuriyeti olduğunda dut yemiş bülbüle dönüyor. Sert çıkışların yerini, “kaygı duyuyoruz” gibi etkisiz ve düşük profilli açıklamalar alıyor.

Bu çelişki aslında yeni değil. 20. yüzyıl boyunca 1948, 1956, 1967, 1973 ve 1982'de İsrail'le savaşan Arap devletleri, bugün aynı İsrail’in hava sahasını dolaylı biçimde koruyor ve istihbaratını paylaşıyor. Bir zamanlar varlığına savaş ilan edilen İsrail, şimdi pek çok Arap ülkesinin stratejik ortağı haline gelmiş durumda. Arap yönetimleri artık İsrail’e karşı açık bir cephe açmaya cesaret edemiyor. Görünen o ki, Ortadoğu’da çıkarlar, fikirlerden çok daha hızlı değişiyor, geçmişte yapılan savaşlar sanki hiç yaşanmamış gibi…

Tabiatıyla bu politika akıllara şu soruyu getiriyor: Bugün gerçekten hangi Arap devleti inanç birliği temelinde İran’ın yanında duruyor? Cevap neredeyse hiçbiri...
Üstelik bu yalnızlık, sadece diplomatik tercihlerin ya da mezhepsel farklılıkların sonucu değil, yıllardır Arap kamuoyunda sistematik bir şekilde inşa edilen derin bir algı mühendisliğinin sonucudur.

Arap medyası ve siyasi söylem, İran'ı hayli zamandır; istikrar bozucu, mezhepçi ve aşırı ideolojik bir aktör olarak sunar. Bu anlatı içinde, İran'ın siyasi bağımsızlık çabası ve ağır ambargolara rağmen gösterdiği direnç ise neredeyse hiçbir zaman görünür kılınmaz.. Doğal olarak ortaya çıkan bu tabloda, İran'a yönelik önyargıların halk nezdinde giderek kökleşmesine yol açmakta. Bu nedenle de Arap dünyasında İran'a bakış artık bir ümmet meselesi değil; önyargılarla şekillenmiş, dış etkilere açık, kırılgan ve çarpıtılmış bir algının sonucudur.

Oysa ABD ve Batı, bu savaşın tüm maddi ve siyasi yüklerine rağmen İsrail’i asla yalnız bırakmıyor. Özellikle ABD, sadece mühimmat desteği sağlamakla kalmıyor, İran'ın nükleer tesislerine yönelik hava saldırıları gibi operasyonlarda doğrudan katkı sunuyor. Ayrıca İsrail’in arkasındaki küresel desteği hem askeri hem de siyasi düzeyde sürekli tahkim ediyor.

Arap dünyasının bu tablo karşısında sergilediği sessizlik ise dış politikada büyük bir çelişki ve tutarsızlık durumu oluşturuyor. Bir yanda Gazze için yas tutulurken, diğer yanda Tahran’a karşı mesafeli bir duruş sergileniyor. Adeta birine dua edilirken, diğerine beddua edilen çelişkili bir denge siyaseti kuruluyor. Bu ikircikli duruş, yalnızca jeopolitik hesaplarla değil; 1979 İran Devrimi’nden bu yana süregelen tarihsel kırılmalar, mezhepsel ayrışmalar ve Arap rejimlerinin derin güvenlik kaygılarıyla da açıklanabilir.

Özellikle Körfez monarşileri, İran’ı bölgesel bir rakip olarak değil, rejimlerine karşı devrimci bir tehdit olarak algılıyor. İran’ın, yakın geçmişe kadar Hizbullah, Haşdi Şabi ve Husi Ensarullah gibi vekil yapılar aracılığıyla bölgedeki nüfuzunu artırması, Arap devletlerinde korkuyu daha da derinleştirmiş durumda. Bu nedenle İran'a karşı mesafeli durmak, bazı Arap ülkelerinde İsrail karşıtlığından bile daha öncelikli hale gelmiş durumda.

Ancak şu gerçeğinde iyi bilinmesi gerekir ki, pek çok Arap rejimi iktidarını, ABD’nin sağladığı güvenlik şemsiyesi altında sürdürüyor. Bölgedeki Amerikan askeri varlığı ve İsrail ile sürdürülen stratejik işbirliği, bu rejimlerin ayakta kalması için vazgeçilmez görülüyor. İran’la aynı cephede yer almak ise sadece Batı'yla ilişkileri zedelemekle kalmayıp, içerideki siyasi meşruiyeti de riske atabilecek bir adım olarak değerlendiriliyor. Bu nedenle, ABD ile uyum içinde hareket eden Arap ülkeleri, savaşın akışını doğrudan etkileyebilecek hamlelerden bilinçli olarak uzak duruyor.

Bu çekingen tutum, Arap devletlerinin İran-İsrail çatışmasında izlediği politikanın içe kapanık reflekslerle şekillendiğini gösteriyor. İsrail'in Suriye hava sahasını dilediği gibi kullanabilmesi, Ürdün’ün İran füzelerini düşürmesi, Suudi Arabistan ve BAE’nin sağladığı istihbarat destekleri İran'ın bölgesel denklemde açıkça yalnızlaştırıldığını ortaya koyuyor. Arap ülkelerinin izlediği bu strateji, bir cephe oluşturmak yerine çatışmayı sınırlandırmaya çalışan, kontrollü ve temkinli bir pozisyon alıyor.

Bu yaklaşımın ardında ise sadece güvenlik kaygıları değil, kalkınma doktrininin de etkisi bulunuyor. Özellikle Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Katar gibi Körfez ülkeleri doğrudan çatışmalar yerine ekonomik kalkınma, dış yatırım ve mega projelere odaklanan yeni bir vizyon benimsiyor. Bu strateji gereği, İran- İsrail çatışmasında taraf olmak kalkınma hedeflerini tehdit eden bir risk olarak görülüyor.

Ancak Arapların bu pasif duruşu İsrail'in daha da cesaretlenmesini beraberinde getiriyor ve manevra alanını da dolaylı olarak genişletiyor. Arap dünyasının bu sessizliği sadece İran'ı değil, esasında Gazze'yi de yalnız bırakıyor. Zira İsrail, bu ortamda uluslararası alanda daha özgüvenli adımlar atıyor.

Sonuç olarak, “ümmet" söylemi ya da "Arap-İslam dayanışması” söylemi, yerini çoktan Arap rejim bekasını ve Batı ile ilişkilerin devamını önceleyen bir anlayışa bırakmış durumda. Ortadoğu’da yeni bir jeopolitik harita şekilleniyor ve bu haritada İran, yalnız ama dirençli bir aktör olarak sahnede kalmaya çalışıyor. Direnci tarihsel bir mirasa yaslanıyor, fakat yalnızlığı, bu mirası sürdürmesini her geçen gün daha da zorlaştırıyor.

Dr. Güngör Gökdağ

Yorum Yazın

Facebook Yorum

Dr. Güngör Gökdağ

    iletişime geç

    Dr. Güngör Gökdağ

    Köşe Yazarları
    Bülent Güven
    Bülent Güven İsrail neyin peşinde?
    Dr. Güngör Gökdağ
    Dr. Güngör Gökdağ Arap Dünyası İran-İsrail Savaşında Neden Sessiz?
    Tonyukuk Boran (Uluslararası Stratejist)
    Tonyukuk Boran (Uluslararası Stratejist) İSRAİL-İRAN SAVAŞI-3 ABD FORDO İÇİN SAVAŞA GİRECEK Mİ?
    Prof Dr Ali Vural Cengiz Arizona GCU Öğretim Üyesi
    Prof Dr Ali Vural Cengiz Arizona GCU Öğretim Üyesi İsrail-İran Savaşındaki Büyük Resim
    Kadir Duran French
    Kadir Duran French L'instruction en flexy job et Prof le jour, Barmaid le soir
    FİKRİYE AYRANCI KEPER
    FİKRİYE AYRANCI KEPER Bayramlar Vardı Bir Zamanlar…
    Kadir Duran
    Kadir Duran Faiz İllüzyonu: 25 Yıllık Ekonomik Gerilemenin Özeti
    Ferda (Boz) Güneri
    Ferda (Boz) Güneri ELA : “BABAMI İSTİYORUM!”
    Gulten Abaci
    Gulten Abaci ÖZBEKİSTAN   SEMERKAND TAŞKENT  BUHARA,HİVE  VE KAZAKISTAN ALMATA. ATA ŞEHİRLERİM DE YENİDEN DOĞMAK
    Sait Kose
    Sait Kose NANKÖRLÜK ve İHANET
    Nerkiz Sahin
    Nerkiz Sahin 4 mevsim biz
    Yüksel Çilingir
    Yüksel Çilingir Flowing through place and memory
    Derya Soysal
    Derya Soysal Magtymguly Pyragy, poète turkmène à renommée mondiale
    Ahmet Urfali
    Ahmet Urfali "23 NİSAN'IN ANLAMI VE TARİHİ BOYUTU” KONULU KONFERANS
    Ayla Coşkun Ceren
    Ayla Coşkun Ceren Dünyadan Göçmek
    TAYFUN ANIL ( BRUXELLES AVUKAT )
    TAYFUN ANIL ( BRUXELLES AVUKAT ) Belçika hükümeti (tarafından önerilen yeni vergi reformu, çalışanlar ve sıradan vatandaşlar için aşağıdaki önemli değişiklikleri içermektedir
    Duran Kadir
    Duran Kadir Biliyor muydunuz? Henry "Box" Brown kimdir ?
    Dr. Bedri ŞAHİN Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni
    Dr. Bedri ŞAHİN Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni Dr. Bedri Şahin ile Almanya Seçimleri Röportajı
    FIKRET AYDEMIR
    FIKRET AYDEMIR AB “ticaret savaşı”na hazır
    KARMA YAZARLAR KÖŞESİ
    KARMA YAZARLAR KÖŞESİ Hakiki Kabakçı : EMİRDAĞ’LIYIM BEN DEME
    NASREDDİN HOCA FIKRALARI
    NASREDDİN HOCA FIKRALARI 5 YENI NASREDDİN HOCA FIKRALARI
    T.C Huseyin Avni Gelendost
    T.C Huseyin Avni Gelendost DOST BİRİKTİRİN..
    ERDOĞAN KAHYA
    ERDOĞAN KAHYA Turizmde Herşey Dahil Sistemi tartışılmalı
    Kamil Sayın
    Kamil Sayın Kamil Sayın'dan HAKİKİ KABAKÇI
    Avukat Mehmet Taş ( TR )
    Avukat Mehmet Taş ( TR ) T.C 'de kiralayan ve kiracı arasındaki ilişkiler
    Hüseyin Ekmekçi
    Hüseyin Ekmekçi İNİŞLE DÜŞÜŞ ARASINDA BİR AĞIT
    Zehra Özer
    Zehra Özer Yüreğime dokunmadı desem yalan olur...
    Ramazan Kurt
    Ramazan Kurt "Yabancı Kökenli Sahte Sosyalistler: Yeter Artık PS'in Sırtından İnin!"
    Serap Yenici
    Serap Yenici Kirmi Kir !
    Bahattin Gemici
    Bahattin Gemici ALMANYA SİYASETİNE AĞIRLIĞIMIZI KOYALIM
    Ansa Suoğlu
    Ansa Suoğlu "En kötü barış, en haklı savaştan daha iyidir." Cicero
    Murat Topoglu
    Murat Topoglu ORUÇ TUTMANIN SAĞLIĞA ETKİLERİ
    BELMA TEK
    BELMA TEK Kadın ve Gül
    Hakan Erzurumlu
    Hakan Erzurumlu Belçika için oturum ve çalışma izni ...
    Zekiye Dogan
    Zekiye Dogan BİR ERKEĞE DÖRT KADIN
    DOMINIQUE DESERRANO
    DOMINIQUE DESERRANO Brand Revenue in the Business-to-Business World:
    Bizi Takip Edin
    Facebook
    Twitter
    Instagram
    Youtube
    BRUXELLES KORNER BLOG COPYRIGHT 2015-2025
    KünyeGizlilik PolitikasıRSSSitemapSitene EkleArşivİletişim
    SOSYAL MEDYA BAĞLANTILARI
    FACEBOOKTWITTERINSTAGRAMLINKEDINYOUTUBE

    © 2025 S-B-E Ltd | Yazılım: Onemsoft

    Haber GönderFirma Ekleİlan Ekle