MENU
  • BK TEKNOLOJI
  • Türkiye Seçime Özel 2023
  • BELCIKA SIYASET ARENASI
  • TaXiBXL
  • SERAP'IN LEZZET SOFRASI
  • FOTO HABER
  • BRUXELLES KORNER BASIM 2016
  • BRUXELLES KORNER 2017 BASIM
  • YAZARLAR
  • FOTO GALERİ
  • WEB TV
  • HABER ARŞİVİ
  • YOL TRAFIK DURUMU
  • Künye
  • Gizlilik Politikası
  • İLETİŞİM
  • Foto Galeri
  • Web TV
  • Yazarlar
  • Anketler
  • Nöbetçi Eczaneler
  • Firma Rehberi
BRUXELLES KORNER BLOG COPYRIGHT 2015-2025
DOLAR16.7682
EURO18.0052
GR ALTIN998.07
ÇEYREK1642.4
Afyonkarahisar
BRUXELLES KORNER BLOG COPYRIGHT 2015-2025
BRUXELLES KORNER BLOG COPYRIGHT 2015-2025
  • GUNDEM
  • ORTA ASYA
  • HABER
  • BRUXELLES KORNER PROGRAMLARI
  • SAGLIK
  • KÜLTÜR SANAT & SPOR
  • BIYOGRAFI
Kapat

Yaşanılan Kutuplaşma Toplumu Bölüyor

Ana SayfaYazarlarDr. Güngör Gökdağ
07 Haziran, 2018, Perşembe 22:02
  • yazdıryorum yazfont küçültfont büyüt
LOGO KAD

 

Yaşanılan Kutuplaşma Toplumu Bölüyor

 

Bir toplumda farklı düşünen, farklı değer ve yaşam tarzlarına sahip olan yapıların olması gayet normaldir. Sakıncalı olan ise iki farklı grubun, "biz ve onlar, siyah ve beyaz, rahmâni ve şeytâni" gibi ön kabuller ile biraraya toplanması durumudur. Yani farklı yapıların birbirlerine tahammülsüzlüğü ve birlikte yaşama isteğinin ortadan kalkması orada sosyal bir problemin varlığına işaret eder.

 

Ülkemizde toplumsal kutuplaşma, ötekileştirme ve kamplaşma geçmişten günümüze hep gündemde oldu. 

Sadece seviyesi bazen düşük bazen de yüksek seyretti, derinliği ve şiddeti değişti.

Toplumun bütününü kucaklayıcı ve kapsayıcı bir dil yeterince geliştirilemedi. 

Tolerans, empati, tartışma ve diyalog kültürü tam anlamıyla benimsenemedi. 

Bu nedenle de çatışma ortamından uzlaşı ortamına geçiş bir türlü sağlanamadı. 

 

Ülkemizde son dönemlerde çok yoğun bir şekilde kutuplaşma yine yaşanıyor. Bir tarafın bir hususta ki düşüncesi, sırf o öyle düşünüyor diyerek, karşıt görüş tarafından zıddı ile kâim oluyor, aksi yönde tutum takınılıyor. 

Tarafsızlık durumu yitirilerek karşıdakinin durduğu pozisyona göre konum belirleniyor, yorumlarda ona göre yapılıyor.

 

Bireyler, bilhassa sosyal ve siyasal konularda, kendi bilgi ve fikirlerine göre değil, duygu ve hisleriyle ön plana çıkıyor. 

Tâbi oldukları liderlerin ve partilerin söylemleri doğrultusunda düşünceler şekilleniyor.

Gündemdeki birçok konu gönül verilen cemiyet, fırka ve parti aidiyetiyle değerlendiriliyor.

               *                    *                     *                     *

Toplumun bir kesimi de bireysel hayatına kutuplaşmayı sokmamaya, siyaseti gündelik yaşamından uzak tutmaya gayret etse de bu durum da pek mümkün olmuyor? 

Kutuplaşmayı meydana getiren sosyal ve siyasal nedenler belirlenip ortadan kaldırılmadan, elele verelim kutuplaşmayı def edelim demekle de toplumsal gerilimler azalmıyor veya ortadan kalkmıyor?

Sorun bir yandan metastaz yapmaya devam ederken, diğer yandan toplumsal ve siyasal ayrışma gittikçe derinleşiyor. 

Uzlaşı kültürü yok oluyor, ortadan kalkıyor. 

Yaşanan tüm bu gelişmeler farklı hayat tarzı ve değerlerin birarada yaşamasını zorlaştırıyor.

Meydana gelen tüm bu gerilimlerin bir kutuplaşma olduğunu hiç kimse inkar etmese de, herkes tarafsızlığını sonuna kadar muhafaza ettiğini fakat karşısındakinin hem suçlu hem de tartışma ve kutuplaşmanın faili olduğunu iddia ediyor.

Makul oranlarda kutuplaşma oranı hemen her toplumda var olsa da, toplumumuzdaki kutuplaşma ve ötekileştirme oranın tehlike sınırının çok üzerinde olduğu her durumda fark ediliyor.

 

Esasında kutuplaştırma ve ötekileştirme meselesinin özü itibariyle psikolojik tarafları da görünüyor. Çünkü burada diğer insanlara güvenmemek, onlardan kendisine bir zarar geleceğini düşünme duygusu ve endişesi var?

Bu duygu ve kuşkuların arka planında daha birçok farklı nedenler bulunsa da, uzun bir dönem toplum sürekli olarak; sağcı-solcu, batılı-doğulu, alevi-sünni, dinci-laik gibi değişik biçimlerde katmanlara ve öğelerine ayrıldı. 

Kutuplaşma ve kamplaşma olgularıyla karşı karşıya bırakıldı. 

Ayrıca baskıcı ve dayatmacı, hukuk ve kural dışı zihniyet anlayışı toplumun geniş kesiminde korku ve güvensizlik hissini yerleştirdi. Neredeyse her 15 yılda bir yapılan darbeler derin bölünmelere, öfke yüklü mağdur kitlelerin meydana gelmesine ve demokratik kültürün yerleşmesine fırsat vermedi. 

Öte yandan siyaset erkine, devletin adalet anlayışına ve kurumlarına olan güvenin zedelenmesine yol açtı. Bu sorunlar uzun süre düzeltilmeyince de kutuplaştırma ve ötekileştirme sanki siyasal bir miras gibi topluma iyice yerleşti ve kronikleşti.

 

Dolayısıyla farklı şekillerde sürekli mağdur ve mazlumun üretildiği bir toplumda öfke, korku, endişe ve kaygıları anlamadan, saygı, empati, tolerans ve diyalog kültürünü geliştirmek ya da güven, itimad ve uzlaşı anlayışını yerleştirmek, yani zihniyet devrimini yapmak kolay olmayacaktır. 

 

Memleketimizde kutuplaşmanın en yoğun olarak yaşandığı alanlar ise siyasetle medyadır.

Bir tarafın ak dediğine diğer tarafın kara dediği ülkemizde makbul siyaset yapma anlayışının kavgacı ve herşeye karşı olmaya dayalı bir üslubu var. Müzakere ve ikna çabası ise neredeyse yok denecek kadar az.

 

Medya ise baş aktör olarak kutuplaşmayı tetikleyen, çoğaltan ve yayan bir özne konumunda. Özellikle sosyal medya insanlara tartışma ortamı sağlamasına rağmen doğru kullanılamadığı için kutuplaşmayı daha da derinleştiriyor. Farklı görüşlerdeki insanları birbirine karşı biliyor.

Dolayısıyla toplum olarak gelinen bu noktadan sosyal medyanın önemli derecede sorumluluğu var.

 

Hülasa olarak siyasal kutuplaşmanın giderilmesine yönelik tedbirlerin ivedi şekilde alınması icab eder..

Sonuçta kutuplaştırdıklarımız da aynı bütünün ve aynı toplumun parçaları. Hepsi de aynı kader ortaklarımız. 

Aynı dili konuştuğumuz, aynı dine mensup olduğumuz, aynı kültüre sahip olduğumuz yurttaşlarımız.

Ortak geleceğe ve güzelliklere aynı heyecanla, beraberce yol aldığımız aziz milletimiz.

 

Şunda hiç şüphe yok ki, dini ve milli meselelerde biraraya gelebilen, birbirini anlayan, dinleyen ve farklı görüşlerden olanlara saygı duyan, temel kırılma noktalarındaki çatışmaları durdurabilen ve milletçe bütünleşen bir Türkiye'nin sınıf atlayacağından ve kısa zamanda dünyanın en güçlü ülkelerinden biri olacağından hiç kimsenin kuşkusu olmasın.

Dr. Güngör Gökdağ

    iletişime geç

    Dr. Güngör Gökdağ

    Köşe Yazarları
    Dr. Güngör Gökdağ
    Dr. Güngör Gökdağ Kürtler ve Türkiye İttifakı
    FİKRİYE AYRANCI KEPER
    FİKRİYE AYRANCI KEPER Bayramlar Vardı Bir Zamanlar…
    Kadir Duran
    Kadir Duran Faiz İllüzyonu: 25 Yıllık Ekonomik Gerilemenin Özeti
    Bülent Güven
    Bülent Güven Kahve, değişim ve sosyoloji
    Kadir Duran French
    Kadir Duran French Saint-Josse : Quand le stationnement devient une raquette légale
    Ferda (Boz) Güneri
    Ferda (Boz) Güneri ELA : “BABAMI İSTİYORUM!”
    Gulten Abaci
    Gulten Abaci ÖZBEKİSTAN   SEMERKAND TAŞKENT  BUHARA,HİVE  VE KAZAKISTAN ALMATA. ATA ŞEHİRLERİM DE YENİDEN DOĞMAK
    Sait Kose
    Sait Kose NANKÖRLÜK ve İHANET
    Nerkiz Sahin
    Nerkiz Sahin 4 mevsim biz
    Yüksel Çilingir
    Yüksel Çilingir Flowing through place and memory
    Derya Soysal
    Derya Soysal Magtymguly Pyragy, poète turkmène à renommée mondiale
    Prof Dr Ali Vural Cengiz Arizona GCU Öğretim Üyesi
    Prof Dr Ali Vural Cengiz Arizona GCU Öğretim Üyesi CHP GENEL BAŞKANINI KADINLAR KORUSUN
    Tonyukuk Boran (Uluslararası Stratejist)
    Tonyukuk Boran (Uluslararası Stratejist) İRAN İSLAM CUMHURİYETİ’NİN ORTADOĞU’DAKİ ROLÜ
    Ahmet Urfali
    Ahmet Urfali "23 NİSAN'IN ANLAMI VE TARİHİ BOYUTU” KONULU KONFERANS
    Ayla Coşkun Ceren
    Ayla Coşkun Ceren Dünyadan Göçmek
    TAYFUN ANIL ( BRUXELLES AVUKAT )
    TAYFUN ANIL ( BRUXELLES AVUKAT ) Belçika hükümeti (tarafından önerilen yeni vergi reformu, çalışanlar ve sıradan vatandaşlar için aşağıdaki önemli değişiklikleri içermektedir
    Duran Kadir
    Duran Kadir Biliyor muydunuz? Henry "Box" Brown kimdir ?
    Dr. Bedri ŞAHİN Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni
    Dr. Bedri ŞAHİN Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni Dr. Bedri Şahin ile Almanya Seçimleri Röportajı
    FIKRET AYDEMIR
    FIKRET AYDEMIR AB “ticaret savaşı”na hazır
    KARMA YAZARLAR KÖŞESİ
    KARMA YAZARLAR KÖŞESİ Hakiki Kabakçı : EMİRDAĞ’LIYIM BEN DEME
    NASREDDİN HOCA FIKRALARI
    NASREDDİN HOCA FIKRALARI 5 YENI NASREDDİN HOCA FIKRALARI
    T.C Huseyin Avni Gelendost
    T.C Huseyin Avni Gelendost DOST BİRİKTİRİN..
    ERDOĞAN KAHYA
    ERDOĞAN KAHYA Turizmde Herşey Dahil Sistemi tartışılmalı
    Kamil Sayın
    Kamil Sayın Kamil Sayın'dan HAKİKİ KABAKÇI
    Avukat Mehmet Taş ( TR )
    Avukat Mehmet Taş ( TR ) T.C 'de kiralayan ve kiracı arasındaki ilişkiler
    Hüseyin Ekmekçi
    Hüseyin Ekmekçi İNİŞLE DÜŞÜŞ ARASINDA BİR AĞIT
    Zehra Özer
    Zehra Özer Yüreğime dokunmadı desem yalan olur...
    Ramazan Kurt
    Ramazan Kurt "Yabancı Kökenli Sahte Sosyalistler: Yeter Artık PS'in Sırtından İnin!"
    Serap Yenici
    Serap Yenici Kirmi Kir !
    Bahattin Gemici
    Bahattin Gemici ALMANYA SİYASETİNE AĞIRLIĞIMIZI KOYALIM
    Ansa Suoğlu
    Ansa Suoğlu "En kötü barış, en haklı savaştan daha iyidir." Cicero
    Murat Topoglu
    Murat Topoglu ORUÇ TUTMANIN SAĞLIĞA ETKİLERİ
    BELMA TEK
    BELMA TEK Kadın ve Gül
    Hakan Erzurumlu
    Hakan Erzurumlu Belçika için oturum ve çalışma izni ...
    Zekiye Dogan
    Zekiye Dogan BİR ERKEĞE DÖRT KADIN
    DOMINIQUE DESERRANO
    DOMINIQUE DESERRANO Brand Revenue in the Business-to-Business World:
    Bizi Takip Edin
    Facebook
    Twitter
    Instagram
    Youtube
    BRUXELLES KORNER BLOG COPYRIGHT 2015-2025
    KünyeGizlilik PolitikasıRSSSitemapSitene EkleArşivİletişim
    SOSYAL MEDYA BAĞLANTILARI
    FACEBOOKTWITTERINSTAGRAMLINKEDINYOUTUBE

    © 2025 S-B-E Ltd | Yazılım: Onemsoft

    Haber GönderFirma Ekleİlan Ekle