MENU
  • BK TEKNOLOJI
  • Türkiye Seçime Özel 2023
  • BELCIKA SIYASET ARENASI
  • TaXiBXL
  • SERAP'IN LEZZET SOFRASI
  • FOTO HABER
  • BRUXELLES KORNER BASIM 2016
  • BRUXELLES KORNER 2017 BASIM
  • YAZARLAR
  • FOTO GALERİ
  • WEB TV
  • HABER ARŞİVİ
  • YOL TRAFIK DURUMU
  • Künye
  • Gizlilik Politikası
  • İLETİŞİM
  • Foto Galeri
  • Web TV
  • Yazarlar
  • Anketler
  • Nöbetçi Eczaneler
  • Firma Rehberi
BRUXELLES KORNER BLOG COPYRIGHT 2015-2025
DOLAR16.7682
EURO18.0052
GR ALTIN998.07
ÇEYREK1642.4
Afyonkarahisar
BRUXELLES KORNER BLOG COPYRIGHT 2015-2025
BRUXELLES KORNER BLOG COPYRIGHT 2015-2025
  • GUNDEM
  • ORTA ASYA
  • HABER
  • BRUXELLES KORNER PROGRAMLARI
  • SAGLIK
  • KÜLTÜR SANAT & SPOR
  • BIYOGRAFI
Kapat

Ekonomide yeni şeyler söylemek lazım

Ana SayfaYazarlarBülent Güven
12 Temmuz, 2023, Çarşamba 22:38
  • yazdıryorum yazfont küçültfont büyüt
LOGO KAD

Ekonomide yeni şeyler söylemek lazım

Bülent Güven  yazdı

Bülent Güven Siyaset Bilimci 

Pazartesi 10 Temmuz 2023 

 

Fotoğraf: AFP

Dünle beraber gitti cancağızım;
Ne kadar söz varsa düne ait,
Şimdi yeni şeyler söylemek lazım.


Mevlâna Celâleddin-i Rûmî'nin bu şiiri hayatın hareketliliğini, her şeyin sürekli değiştiğini ve yeni durumlarla karşılaştırıldığında yeni çözümler geliştirmek gerektiğini veciz bir şekilde dile getiriyor.

Başka bir ifadeyle hayatın dinamizmini veciz bir şekilde ortaya koyuyor.

Dünya an itibarıyla ciddi bir değişim sürecinden geçiyor. Sadece yapay zeka alanında temayüz eden teknolojik değişimler değil, aynı zamanda ülkelerin ekonomik kalkınmalarına, toplumsal entegrasyonuna ve uluslararası ilişkilerine temel oluşturan modeller ve paradigmalar da değişimden payını alıyor.

Bu yazıda bu değişimin ekonomideki yansımalarını mercek altına almaya çalışacağım.

Geçen günlerde Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, şöyle bir tweet attı:

Programımızın üç temel bileşeni var: Mali disiplinin yeniden tesis edilmesi; yani deprem etkisi hariç, bütçe açığının Maastricht kriterleri ile uyumlu bir seviyeye çekilmesi; enflasyonun orta vadede tek haneye düşürülmesi için kademeli parasal sıkılaştırma ve enflasyon hedefi ile uyumlu gelirler politikası; Makro finansal istikrarı ve diğer tüm kazanımları kalıcı hale getirecek yapısal reformlar.


Genelde kamuoyunda ekonomik konularda fikir beyan eden hemen hemen herkesin ekonominin düzelmesi için Şimşek'in tweetinde yaptığı vurgulara daha önceden dikkat çekmiş olduğundan, söz konusu başlıkların uygulanmasına dair kamuoyunda şu an için bir uzlaşı oluşmuş durumda.

Peki bu kanaatin gerçeklik payı nedir?

Evet, Türkiye'de tekrar ekonomik istikrarın sağlanması için söz konusu olan ve konunun uzmanları tarafından üzerinde mutabakat sağlanmış hususların mutlaka hayata geçirilmesi gerekiyor.

Makro istikrarın olmadığı, enflasyonun yüksek olduğu ve bütçe açığının dengeden çıktığı bir ortamda kimse büyümek için gerekli olan yatırımı yapmak istemez.

Dolayısıyla vurgu yapılan bu konular kalkınma ve büyüme için olmazsa olmaz şartlar, fakat maalesef yeterli değiller.

Nitekim geçmiş yıllarda da bu ekonomi politikalarının yetersizliğini gördük. AK Parti, 2002 yılında iktidara geldiğinde, Türkiye'de kişi başına düşen milli gelir 3 bin 600 dolar civarındayken, bu rakam 2013 yılında 12 bin 500 dolar civarına yükselmişti.

Bu büyümede Şimşek'in vurgu yaptığı göstergelerin istikrarlı hale gelmesinin yanında asıl olarak o dönemde Türkiye'de ciddi altyapı yatırımlarının yapılması, yabancı sermayenin gelmesinin teşvik edilmesi, ihracat ve ARGE yatırımlarının desteklenmesi gibi politikaların payı büyümede çok daha büyük bir role sahip.

Nitekim 2013'ten sonra da 2018'lere kadar Şimşek'in vurgu yaptığı hususlarda istikrar olmasına rağmen, Türkiye 2013 yılı dönemindeki büyüme kapasitesini yakalayamadı.

Kişi başına düşen milli gelir sonraki süreçte 10 bin dolar civarında seyrederek günümüze geldi.

Türkiye'nin günümüzde 10 bin 500 dolar civarında olan kişi başına düşen milli geliri 2013 yılının gerisindedir.


Türkiye'nin 2013 yılında zirve yapan kişi başına düşen milli gelirinin daha sonraki süreçte neden gerilediği ile ilgili nedenler, cevap verecek kişinin formasyonuna ve aidiyet duygusuna göre değişebilir.

Gezi olaylarından 15 Temmuz ve sonrasında yaşanan siyasal istikrarsızlığın şüphesiz bu gerilemede payı var. Fakat siyasal istikrarsızlık bu gerilemeyi açıklamak için yeterli değil.

Nitekim benzer gerilemeyi sadece Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde değil, ileri derecede gelişmiş ABD ve Almanya gibi ülkelerde de görmek mümkün.

Örneğin 2007 yılından önceki 25 yılda ABD, Almanya ve İngiltere gibi ileri derecede gelişmiş ülkelerin yıllık kalkınma oranları 3,1 iken; bu oran 2008 dünya finans krizinden sonra yüzde 1,2'lere, pandemi sürecinde de eksiye düştü.

Dolayısıyla ileri derecede gelişmiş ülkelerde olduğu gibi, Türkiye'de de ekonomik anlamda patinaj yapmanın konjonktürel nedenlerin dışında, başta yapısal nedenler olmak üzere, farklı nedenleri de bulunuyor.


Ülkelerin içine düştükleri bu kalkınma tuzağının ülkeden ülkeye değişik nedenleri söz konusu.

İlgili ülkenin uyguladığı ekonomik paradigmanın tıkanması, kalkınma modelinin işlemez hale gelmesi, öncü olduğu teknolojik alanlarda yeni gelişmelerin vuku bulması ile avantajlı pozisyonunu kaybetmesi bu nedenlerden sadece birkaçı.

Soyut olarak belirtilen bu nedenlerin somut olarak anlaşılmasına katkı sunmak için Almanya örneğinden yola çıkmak mümkün.

Almanya, 1980'lerden beri devletin ekonomiye müdahalesini minimuma indiren bir model olan neoliberal bir iktisat politikası izliyor.

Almanya'nın kalkınma modeli belli temellere dayanıyor:

Rusya'dan ucuz enerji ve hammadde ithal etmek; bilgi yoğunluğu ürünler üreterek dünyanın farklı ülkelerine ihracat yapmak ve bu arada tüketimi ve üretimi için gerekli olan basit üretime dayanan ürünleri Çin gibi ülkelerden ucuzca ithal etmek; güvenliğini de NATO şemsiye altında az askeri harcama yaparak ABD'ye havale etmek ve özellikle otomotiv, havacılık, kimya gibi öncü olduğu sektörlerde dünyadaki pazar payını artırarak ihracatını artırmak.

Almanya bu model ile 1,5 milyar nüfuslu Çin ile dünyanın en fazla ihracat yapan ülkesi konumunda bir ülke olarak milli gelirinin yaklaşık yüzde 50'sine yakınını ihracattan elde ediyor.

Almanya uzun yıllardır kalkınmasının saç ayaklarından olan söz konusu alanlarda son yıllarda ciddi sıkıntılar yaşıyor.

Çin'in devlet müdahalesine dayanan kalkınma modeli, Çin'in dünya ekonomisi içindeki payı arttıkça neoliberal paradigmanın devlet müdahaleleri karşısında dezavantajlı konuma düşmesine neden oldu.

Tesla'nın elektrikli araca öncülük etmesi ve Çin'in bu alanda olağanüstü ilerleme kaydetmesi, Almanya ekonomisinin yaklaşık olarak yüzde 20'sini oluşturan Alman otomobil sektörünü yeni rakipleri karşısında ciddi risk altında bıraktı.

Tesla'nın bugünkü borsa değeri tüm Alman otomotiv şirketlerinin borsa değerinden daha fazla.

Ayrıca, Rusya'nın Ukrayna'ya müdahalesi ile birlikte de Almanya'nın ucuz enerji ve hammadde kaynağı bu vesile ile kesilmiş, Almanya'da şu anki enerji fiyatları Ukrayna savaşı öncesinin üç katına çıkmış durumda.

Tüm bunlara ilave olarak, Almanya, Ukrayna savaşı ile güvenlik açısından tekrar Soğuk Savaş döneminde olduğu gibi "düşman" hattına yakın, en yakın Batı Avrupa ülkesi konumuna gelmiş ve bundan dolayı askeri harcamalarını artırmak durumunda kaldı.

Bu dış etkenlerin dışında doğum oranlarının düşük olmasından dolayı nüfusun gerilemesinin sonucu olarak yetişmiş eleman sıkıntısı çekiyor.

Almanya ve benzer şekilde ABD, yeni karşılaştıkları bu meydan okumalara karşı yeni modeller ve kavramlar geliştirerek ekonomik gelişme süreçlerini devam ettiriyorlar.

Almanya enerjide dışa olan bağımlılığını azaltmak için, yaklaşık bir trilyon dolar tutarında yenilenebilir enerji sektörüne yatırım planlayarak, 2030 yılında enerji tüketiminin yüzde 80'ini yenilenebilir enerji üzerinden temin etmek istiyor.

Bu vesileyle bu alanda öncü bir ülke olarak hem yenilenebilir enerji sektöründe teknoloji ihracatı yaparak ekonomisine katkı sağlamak istemekte hem de enerji sektöründe dışa bağımlılığını minimize ederek enerji fiyatlarını kendi ekonomisi için ucuzlatmayı planlıyor.

Askeri alanda da maruz kaldığı yeni tehditlere karşı hem bütçedeki askeri harcamalarını milli gelirinin yüzde ikisinin üstüne çıkarıyor, hem de 100 milyar euro değerinde ek bir bütçe ayırarak savunma sanayindeki Alman şirketlerini teşvik ederek bu alanda zaten var olan tecrübesini artırarak ihracat potansiyelini güçlendirme yolunda.

Bu örnekleri Almanya açısından çoğaltmak mümkün. Fakat burada asıl önemli olan nokta, Almanya'nın içine düştüğü krizi fırsata çevirerek yeni bir kalkınma modeli ile ekonomisini geliştiriyor olması.

Tüm bu yeni politikaların uygulamasını ve koordinasyonunu, şimdiye kadarki uyguladığı neoliberal ekonomik politikasının aksine, "Ekonomi ve İklim Değişikliği Bakanlığı" adında yeni bir bakanlık kurarak doğrudan devlet müdahalesi ile koordine ediyor.

Neoliberal modelin aksine ekonomide devletin daha aktif bir rol oynaması gerektiği yönündeki teorik çalışmalara öncülük eden ekonomist ise İtalyan asıllı Mariana Mazzucato.


Benzer şekilde ABD de, Inflation Reduction Act (IRA) adlı taban tutarı 369 milyar dolarlık (yukarıya doğru sınır yok) bir teşvik paketi ile çevre teknolojisine yönelik yatırımları artıran bir politika uyguluyor.

Çin'in dünya ekonomisi ve politikasındaki etkisini azaltmak için ABD'li şirketlerin yüksek teknoloji alanında (çip üretimi) Çin'e yatırımlarına kısıtlama getirerek Almanya'ya benzer bir yol izliyor.
 

Fotoğraflarla dünyadan haberler

Hepsini göster 30

 

  •  
  •  


Bu perspektiften bakıldığında, yaklaşık 10 yıldır bir kalkınma tuzağının içinde bulunan Türkiye'de ekonomik meseleler çok fazla para, faiz ve mali konular üzerinden tartışıldığı fikrindeyim.

Elbette Mehmet Şimşek'in belirttiği gibi mali disiplin önemli, fakat Türkiye'nin içinde bulunduğu bu kalkınma tuzağından çıkmak için bu hususlar yeterli değil.

Türkiye'nin yapması gereken ekonomisinin hem içsel hem de dışsal problemlerini tespit ederek ona göre yeni bir ekonomik kalkınma modeli geliştirmektir.

Otomotiv sektöründe Togg ile, savunma sanayi alanında da İHA ve SİHA'lar ile adacık şeklinde yeni ekosistemler oluşmuş olsa da bunlar henüz Türkiye'yi yüksek gelir grubuna taşıyacak potansiyeli içlerinde barındırmıyor.

Türkiye'nin yeni kalkınmaları geliştirebilmesi için, öncelikle kurumsal anlamda yeniden yapılandırılmış bir ekonomi veya dönüşüm bakanlığına ihtiyaç var.

Türkiye'de söz konusu dönüşümün temini için gerekli olan kurumlar farklı bakanlıklar arasında dağılmış durumda.

Türkiye'deki tüm bu dağılmış hali bir kurum altında toplayıp dönüşümü bir kurum ve güçlü bir kişiliğe sahip olan bir bakanın koordinasyonunda gerçekleştirmeli.

Aksi takdirde hem resmin tümünü görmek zorlaşmakta hem de ilgili alanların yetkilerinin farklı kişilerde olması ekonomik politikaların daha verimli işlemesine engel oluyor.

Türkiye'nin tarihinde bunun örnekleri bulunuyor. Turgut Özal, ekonomide ihracata dayalı neoliberal ekonomik modele geçmek için hazırladığı 24 Ocak Kararlarını dönemin Başbakanı Demirel'in de desteğiyle hem Başbakanlık Müsteşarlığını hem de Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığını şahsında birleştirerek bu dönüşümü gerçekleştirmişti. 

Dünyanın ve Türkiye'nin geldiği noktada yeni şartları dikkate alarak Türkiye'nin de ekonomik olarak köklü bir dönüşüm gerçekleştirmesi gerekiyor.

Bu dönüşüm ancak cumhurbaşkanının güçlü desteği ve yeni kurulacak bir Ekonomi ve Dönüşüm Bakanlığı ile başında güçlü bir siyasi ve teknik kişinin bulunmasıyla mümkün.

Aksi takdirde hem yapılan ekonomik tartışmalar havada kalıyor hem de Türkiye'nin bu kalkınma tuzağından kurtulması zor gözüküyor.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

Yorum Yazın

Facebook Yorum

Bülent Güven

    iletişime geç

    Bülent Güven

    Köşe Yazarları
    Bülent Güven
    Bülent Güven İsrail neyin peşinde?
    Dr. Güngör Gökdağ
    Dr. Güngör Gökdağ Arap Dünyası İran-İsrail Savaşında Neden Sessiz?
    Tonyukuk Boran (Uluslararası Stratejist)
    Tonyukuk Boran (Uluslararası Stratejist) İSRAİL-İRAN SAVAŞI-3 ABD FORDO İÇİN SAVAŞA GİRECEK Mİ?
    Prof Dr Ali Vural Cengiz Arizona GCU Öğretim Üyesi
    Prof Dr Ali Vural Cengiz Arizona GCU Öğretim Üyesi İsrail-İran Savaşındaki Büyük Resim
    Kadir Duran French
    Kadir Duran French L'instruction en flexy job et Prof le jour, Barmaid le soir
    FİKRİYE AYRANCI KEPER
    FİKRİYE AYRANCI KEPER Bayramlar Vardı Bir Zamanlar…
    Kadir Duran
    Kadir Duran Faiz İllüzyonu: 25 Yıllık Ekonomik Gerilemenin Özeti
    Ferda (Boz) Güneri
    Ferda (Boz) Güneri ELA : “BABAMI İSTİYORUM!”
    Gulten Abaci
    Gulten Abaci ÖZBEKİSTAN   SEMERKAND TAŞKENT  BUHARA,HİVE  VE KAZAKISTAN ALMATA. ATA ŞEHİRLERİM DE YENİDEN DOĞMAK
    Sait Kose
    Sait Kose NANKÖRLÜK ve İHANET
    Nerkiz Sahin
    Nerkiz Sahin 4 mevsim biz
    Yüksel Çilingir
    Yüksel Çilingir Flowing through place and memory
    Derya Soysal
    Derya Soysal Magtymguly Pyragy, poète turkmène à renommée mondiale
    Ahmet Urfali
    Ahmet Urfali "23 NİSAN'IN ANLAMI VE TARİHİ BOYUTU” KONULU KONFERANS
    Ayla Coşkun Ceren
    Ayla Coşkun Ceren Dünyadan Göçmek
    TAYFUN ANIL ( BRUXELLES AVUKAT )
    TAYFUN ANIL ( BRUXELLES AVUKAT ) Belçika hükümeti (tarafından önerilen yeni vergi reformu, çalışanlar ve sıradan vatandaşlar için aşağıdaki önemli değişiklikleri içermektedir
    Duran Kadir
    Duran Kadir Biliyor muydunuz? Henry "Box" Brown kimdir ?
    Dr. Bedri ŞAHİN Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni
    Dr. Bedri ŞAHİN Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni Dr. Bedri Şahin ile Almanya Seçimleri Röportajı
    FIKRET AYDEMIR
    FIKRET AYDEMIR AB “ticaret savaşı”na hazır
    KARMA YAZARLAR KÖŞESİ
    KARMA YAZARLAR KÖŞESİ Hakiki Kabakçı : EMİRDAĞ’LIYIM BEN DEME
    NASREDDİN HOCA FIKRALARI
    NASREDDİN HOCA FIKRALARI 5 YENI NASREDDİN HOCA FIKRALARI
    T.C Huseyin Avni Gelendost
    T.C Huseyin Avni Gelendost DOST BİRİKTİRİN..
    ERDOĞAN KAHYA
    ERDOĞAN KAHYA Turizmde Herşey Dahil Sistemi tartışılmalı
    Kamil Sayın
    Kamil Sayın Kamil Sayın'dan HAKİKİ KABAKÇI
    Avukat Mehmet Taş ( TR )
    Avukat Mehmet Taş ( TR ) T.C 'de kiralayan ve kiracı arasındaki ilişkiler
    Hüseyin Ekmekçi
    Hüseyin Ekmekçi İNİŞLE DÜŞÜŞ ARASINDA BİR AĞIT
    Zehra Özer
    Zehra Özer Yüreğime dokunmadı desem yalan olur...
    Ramazan Kurt
    Ramazan Kurt "Yabancı Kökenli Sahte Sosyalistler: Yeter Artık PS'in Sırtından İnin!"
    Serap Yenici
    Serap Yenici Kirmi Kir !
    Bahattin Gemici
    Bahattin Gemici ALMANYA SİYASETİNE AĞIRLIĞIMIZI KOYALIM
    Ansa Suoğlu
    Ansa Suoğlu "En kötü barış, en haklı savaştan daha iyidir." Cicero
    Murat Topoglu
    Murat Topoglu ORUÇ TUTMANIN SAĞLIĞA ETKİLERİ
    BELMA TEK
    BELMA TEK Kadın ve Gül
    Hakan Erzurumlu
    Hakan Erzurumlu Belçika için oturum ve çalışma izni ...
    Zekiye Dogan
    Zekiye Dogan BİR ERKEĞE DÖRT KADIN
    DOMINIQUE DESERRANO
    DOMINIQUE DESERRANO Brand Revenue in the Business-to-Business World:
    Bizi Takip Edin
    Facebook
    Twitter
    Instagram
    Youtube
    BRUXELLES KORNER BLOG COPYRIGHT 2015-2025
    KünyeGizlilik PolitikasıRSSSitemapSitene EkleArşivİletişim
    SOSYAL MEDYA BAĞLANTILARI
    FACEBOOKTWITTERINSTAGRAMLINKEDINYOUTUBE

    © 2025 S-B-E Ltd | Yazılım: Onemsoft

    Haber GönderFirma Ekleİlan Ekle