MENU
  • BK TEKNOLOJI
  • Türkiye Seçime Özel 2023
  • BELCIKA SIYASET ARENASI
  • TaXiBXL
  • SERAP'IN LEZZET SOFRASI
  • FOTO HABER
  • BRUXELLES KORNER BASIM 2016
  • BRUXELLES KORNER 2017 BASIM
  • YAZARLAR
  • FOTO GALERİ
  • WEB TV
  • HABER ARŞİVİ
  • YOL TRAFIK DURUMU
  • Künye
  • Gizlilik Politikası
  • İLETİŞİM
  • Foto Galeri
  • Web TV
  • Yazarlar
  • Anketler
  • Nöbetçi Eczaneler
  • Firma Rehberi
BRUXELLES KORNER BLOG COPYRIGHT 2015-2025
DOLAR16.7682
EURO18.0052
GR ALTIN998.07
ÇEYREK1642.4
Afyonkarahisar
BRUXELLES KORNER BLOG COPYRIGHT 2015-2025
BRUXELLES KORNER BLOG COPYRIGHT 2015-2025
  • GUNDEM
  • ORTA ASYA
  • HABER
  • BRUXELLES KORNER PROGRAMLARI
  • SAGLIK
  • KÜLTÜR SANAT & SPOR
  • BIYOGRAFI
Kapat

Avrupa'da çöken model ve yeni düzen arayışları

Ana SayfaYazarlarBülent Güven
21 Ağustos, 2022, Pazar 20:10
  • yazdıryorum yazfont küçültfont büyüt
LOGO KAD

 

Avrupa'da çöken model ve yeni düzen arayışları

Gazın olmaması birçok Avrupa ülkesinde sanayi üretimini sekteye uğratacaktır. Üretim aksaklığının getireceği fiyat artışı ve işsizliğin, özellikle toplumun alt kesimine ciddi yansıması olacaktır. Oluşacak bu ekonomik darboğazın, siyasal açıdan zaten son yıllarda Avrupa'da yükselişte olan aşırı sağ ve sol popülist partilerin yükselişine yol açması muhtemeldir. Avrupa'nın, Ukrayna Savaşı nedeniyle Rusya'ya uyguladığı ekonomik ambargoları kaldırıp Rusya ile ilişkilerini normale döndürmedikçe ve Çin ile olan rekabetini yeni bir temele oturtmadıkça, Soğuk Savaş dönemi sonrası şekillenmiş ekonomik performansını ve dünya üzerindeki baskın rolünü devam ettirmesi mümkün değildir.

 

Almanya Şansölyesi Olaf Scholz, 15 Şubat 2022 tarihinde yani Rusya'nın Ukrayna'ya açacağı savaştan 9 gün önce Rusya'ya kadar giderek Putin'i savaştan vazgeçirmeyi son bir kez denediği görüşmeden sonra, Putin ile yaptığı ortak basın toplantısında şöye bir cümle kurdu: "Bizim lanet görevimiz savaşın çıkmasını engellemektir". Bu cümle aslında Ukrayna savaşında ölecek insanlar için dile getirilmiş bir insani düşünce olduğu kadar, başka bir endişenin de dışa vurumuydu. O endişe; enerji, madenler ve özellikle de nadir madenler konusunda Avrupa ülkelerinin Rusya'ya olan bağımlılıklarının savaş ile birlikte Avrupa'ya nelere mal olacağının endişesiydi. Hatta bu endişe yeni ortaya çıkmış bir problemin değil, sanayileşme ile birlikte 200 yıldır Avrupa'da bazı ülkeler ile Rusya arasında oluşmuş bir bağın veya modelin sonu olabileceğinin de kaygısının yansıması idi. Nitekim Almanya'nın 1871'de kurulmasından sonra kurucu Alman Şansölyesi Bismarck'a atfedilen ve Rus doğal kaynakları ve Alman tekniğinin bir araya gelmesiyle oluşacak yeni bir kalkınma modeline vurgu yapan, Almanya'da herkesin bildiği bir ifade mevcuttur. Belki de çok daha önemlisi son 200 yıllık süreçte Avrupa ve Rusya arasında çıkan gerilimlere ve özellikle de İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra Avrupa ve Rusya arasında yaşanan ideolojik ayrım ve soğuk savaşa rağmen, Rusya'dan gelen enerji ve doğal kaynak akışında bugüne kadar ciddi bir sıkıntı yaşanmamıştır. Fakat Ukrayna Savaşı ile birlikte ABD öncülüğünde Avrupa'nın Rusya'ya uyguladığı ekonomik ve siyasi ambargo, oldukça farklı bir durum oluşturmuştur.

Haklı bir endişe

Bugün Avrupa haritasında Rusya'dan Avrupa'ya gelen enerji boru hatlarının Avrupa ülkelerine dağılımına şöyle bir bakıldığı zaman, öncelikle en başta Ukrayna olmak üzere, Polonya'nın, Çekya'nın, Slovenya'nın, Avusturya'nın, Macaristan'ın, İtalya'nın, dahası Avrupa'nın en büyük ekonomisine sahip Almanya'nın ve birçok Avrupa ülkesinin Rus gazına ve yine başta petrol, kömür ve başka enerji kaynaklarına bağımlılığını istatistiksel rakamlara boğulmadan görmek gayet basittir. Ukrayna Savaşı öncesinde sadece Almanya'nın Rus enerji kaynaklarına bağımlılığına eğilirsek Olaf Scholz'un endişesinin ne kadar yerinde olduğunu görmek mümkündür. Almanya bu savaştan sonra aldığı tedbirler ile mevcut konulardaki bağımlılığını minimuma indirmeye çalışsa da, savaş öncesi doğalgaz ihtiyacının yüzde 55'ini, kömür ihtiyacının yüzde 40'ını ve petrol ihtiyacının yüzde 32'sini Rusya'dan ithal ettiğinden dolayı, savaş başladıktan sonra kömür ve petrol ithalatını başka Avrupa ülkelerinden yaptığı alımlar ile telafi etmeye çalışmış olsa da, bugün hala doğalgaz ihtiyacının yüzde 32'sini Rusya'dan ithal etmek zorundadır. Benzer durum İtalya ve Polonya gibi ülkeler için de geçerlidir.

Alternatifler ve artan maliyet

Avrupa ülkelerinin Rusya dışında başka ülkelerden enerji ihtiyacını karşılaması kısa vadede teknik açıdan, uzun vadede maliyet açısından mümkün değildir. Teknik açıdan Avrupa ülkeleri örneğin Katar ve ABD gibi ülkelerden gemiler ile sıvılaştırılmış doğalgaz ithal etse dahi, bu gazı ülke içine dağıtacak altyapı bu ülkelerde henüz mevcut değildir. Bu altyapının oluşturulması için en az 3-4 yıllık bir zaman gerekmektedir. Mali açıdan ise bu enerji kaynaklarının daha uzak ülkelerden ithalatı oldukça masraflıdır. Ayrıca enerji ithal edilmesi planlanan bu ülkelerin mevcut enerji üretim altyapısı oluşan bu talebi kısa vadede karşılayamaz. Ayrıca Rusya dışındaki enerji kaynaklarına talebin artması enerji piyasasındaki fiyatların olağanüstü artmasını de beraberinde getirmektedir.

Toplumsal yansımaları

Enerji açısından Avrupa'yı bir darboğaza sokan bu durumun sadece ekonomik açıdan değil, toplumsal ve siyasal açıdan menfi sonuçlarının olması kaçınılmazdır. Örneğin, önümüzdeki kış Avrupa'da konutlarda ciddi anlamda bir ısınma sorununun yaşanması kuvvetle muhtemeldir. Şimdiden bazı Avrupa ülkeleri oda sıcaklığının 18 derecede olacağı şekilde ısınma sistemlerinin ayarlanacağını ilan etmişlerdir. Ama asıl önemlisi yeterli gazın olmaması birçok Avrupa ülkesinde sanayi üretimini sekteye uğratacak gibi görünmektedir ve bu üretim aksaklığının getireceği fiyat artışı ve işsizliğin özellikle toplumun alt kesimine ciddi yansıması olacaktır. Oluşacak bu ekonomik darboğazın, siyasal açıdan zaten son yıllarda Avrupa'da yükselişte olan aşırı sağ ve sol popülist partilerin yükselişine yol açması muhtemeldir. Bunun sonucu olarak Avrupa'da Fransa ve İtalya gibi büyük devletlerde aşırı sağcıların iktidar olması gayet gerçekçi bir opsiyon olarak masada durmaktadır. Nihayetinde böyle bir durumun hem Avrupa Birliğinde hem de dünya dengelerinde nasıl bir sonuca yol açacağını görmek için kahin olmaya gerek yoktur.

Yukarıda enerji boyutu ile tasvir edilen bu durumu tahıl ve başka tarım ürünleri için de aynı çerçevede değerlendirmek mümkündür. Dünya tahıl tüketiminin yüzde 30'dan fazlası Ukrayna ve Rusya'dan tedarik edilmektedir. Savaş ile birlikte sekteye uğrayan bu tedarik kaynağı son anda Türkiye'nin müdahalesi sonucu tekrar harekete geçmiş ise de bunun emtia fiyatlarında yol açtığı yükselişi ve tedirginliği bugün dünyanın her ülkesinde özellikle de dar gelirli insanların gündelik hayatları nezdinde menfi anlamda somut bir şekilde hissedilmektedir. Emtia fiyatlarında ortaya çıkan bu yeni durumun ekonomik, sosyal ve siyasal yansımalarının sadece Avrupa ile sınırlı kalmayacağını Avrupa dışındaki ülkelerde de yansımalarının olacağını düşünmek için de kahin olmaya gerek yoktur.

Ayrıca Ukrayna'daki savaş ve Rusya ile Batı Bloku arasında sıcak bir savaşın çıkma ihtimalini gündeme getirmesi, Avrupa ülkelerinin askeri harcamaları artırması sonucunu doğurmuştur. Rusya'nın Ukrayna'da sıkıştığı zaman NATO ülkelerinden örneğin Polonya'ya nükleer bir saldırı yapması halinde Batı Blokunun buna nasıl bir tepki vereceği konusu da ciddi bir senaryo olarak NATO'da, ABD ve Avrupa ülkelerinin askeri karargahlarında tartışılmaktadır. Bu gelişmeler ışığında bakıldığı zaman, Ukrayna'daki savaş lokal bir savaş olmanın ötesinde global anlamda derin sonuçlar doğurmaya başlamış bir savaş halini almıştır. Bunun yansımalarını Avrupa'da yaşayan insanlar sadece yükselen enerji ve gıda fiyatları ile değil aynı zamanda psikolojik olarak da hissetmektedirler. İkinci Dünya Savaşı'nın yol açtığı insani trajedi Avrupa'da hafızalarda hala taze bir şekilde durmaktadır. Bunun oluşturduğu gerginlik ve tedirginliği Avrupa toplumunda somut olarak hissetmek şu an mümkündür.

Gerçek tehdit

Ukrayna'daki savaşın Rusya üzerinden Avrupa'ya olan yansımalarının başka bir boyutunu ise Çin ile Batı ilişkilerinde de görmek mümkündür. Son kırk yıldır Çin, Avrupa ve ABD ekonomisi ile oluşturduğu sıkı ilişki Ukrayna Savaşı sonrasında daha açık bir şekilde Avrupa ve ABD'de mercek altına alınmaya başlamıştır. Çin, Rusya gibi enerji ve emtianın dışında Batı ekonomileri için aynı zamanda 1,5 milyar nüfusu ile bir pazar, ucuz üretimden dolayı tedarik kaynağı ve aynı zamanda bazı nadir madenlerin ithalatı için önem arz eden bir ülke konumundadır. Fakat savaş ile birlikte Çin'in açık ve net bir şekilde Rusya'nın yanında yer alması, Çin Devlet Başkanı Xi Jinping'in iktidarının son yıllarında seleflerine kıyasla Batı'ya karşı agresif bir dil kullanması ve dünyanın hemen hemen her yerinde emperyal politikaları devreye sokması Trump döneminden itibaren gerilen Çin – ABD ilişkilerini daha da gergin hale getirmiştir. Ukrayna Savaşı ile "Çin tehlikesinin" Avrupa ülkeleri için de daha gerçekçi bir tehdit olduğu algısı artık kanaatin ötesine geçmiş ve gerçek bir varsayım haline gelmiştir.

Bu perspektiften bakıldığı zaman, enerji, emtia ve madenlerini Rusya'dan ithal eden, yine bir kısım nadir madenlerini Çin'den alan ve Çin'i ucuz bir üretim üssü ve büyük pazar olarak gören Avrupa merkezli kalkınma modeli an itibari ile sınırlarına dayanmış görünmektedir. Avrupa'nın, Ukrayna Savaşı nedeniyle Rusya'ya uyguladığı ekonomik ambargoları kaldırıp Rusya ile ilişkilerini normale döndürmedikçe ve Çin ile olan rekabetini yeni bir temele oturtmadığı müddetçe Soğuk Savaş dönemi sonrası şekillenmiş ekonomik performansını ve dünya üzerindeki baskın rolünü devam ettirmesi artık mümkün değildir. Bundan sonra global arenada nasıl bir sürecin ve modelin Avrupa kalkınmasının temellerini oluşturacağını öngörmek bir hayli zordur. Bu durumun dünya dengelerinde oluşturacağı tektonik kaymaların kısa vadeli sonuçlarının dünyada istikrarsızlığa yol açacak bir yöne evrileceğini öngörmek oldukça mümkündür.

Sonuçta şu an insanlık olarak tek ümidimiz buradan bir Üçüncü Dünya Savaşı'nın çıkmamasıdır. Fakat ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi'nin geçen hafta Tayvan'a yaptığı ve Çin'i provoke eden gezisine baktıkça bazen kriz dönemlerinde sorumluluk taşıyan insanlarda sağduyunun eksildiğini ve bunun sonucunu da insanların kan ve gözyaşı ile ödediğini maalesef tarihten biliyoruz.

[email protected]

Yorum Yazın

Facebook Yorum

Bülent Güven

    iletişime geç

    Bülent Güven

    Köşe Yazarları
    Bülent Güven
    Bülent Güven İsrail neyin peşinde?
    Dr. Güngör Gökdağ
    Dr. Güngör Gökdağ Arap Dünyası İran-İsrail Savaşında Neden Sessiz?
    Tonyukuk Boran (Uluslararası Stratejist)
    Tonyukuk Boran (Uluslararası Stratejist) İSRAİL-İRAN SAVAŞI-3 ABD FORDO İÇİN SAVAŞA GİRECEK Mİ?
    Prof Dr Ali Vural Cengiz Arizona GCU Öğretim Üyesi
    Prof Dr Ali Vural Cengiz Arizona GCU Öğretim Üyesi İsrail-İran Savaşındaki Büyük Resim
    Kadir Duran French
    Kadir Duran French L'instruction en flexy job et Prof le jour, Barmaid le soir
    FİKRİYE AYRANCI KEPER
    FİKRİYE AYRANCI KEPER Bayramlar Vardı Bir Zamanlar…
    Kadir Duran
    Kadir Duran Faiz İllüzyonu: 25 Yıllık Ekonomik Gerilemenin Özeti
    Ferda (Boz) Güneri
    Ferda (Boz) Güneri ELA : “BABAMI İSTİYORUM!”
    Gulten Abaci
    Gulten Abaci ÖZBEKİSTAN   SEMERKAND TAŞKENT  BUHARA,HİVE  VE KAZAKISTAN ALMATA. ATA ŞEHİRLERİM DE YENİDEN DOĞMAK
    Sait Kose
    Sait Kose NANKÖRLÜK ve İHANET
    Nerkiz Sahin
    Nerkiz Sahin 4 mevsim biz
    Yüksel Çilingir
    Yüksel Çilingir Flowing through place and memory
    Derya Soysal
    Derya Soysal Magtymguly Pyragy, poète turkmène à renommée mondiale
    Ahmet Urfali
    Ahmet Urfali "23 NİSAN'IN ANLAMI VE TARİHİ BOYUTU” KONULU KONFERANS
    Ayla Coşkun Ceren
    Ayla Coşkun Ceren Dünyadan Göçmek
    TAYFUN ANIL ( BRUXELLES AVUKAT )
    TAYFUN ANIL ( BRUXELLES AVUKAT ) Belçika hükümeti (tarafından önerilen yeni vergi reformu, çalışanlar ve sıradan vatandaşlar için aşağıdaki önemli değişiklikleri içermektedir
    Duran Kadir
    Duran Kadir Biliyor muydunuz? Henry "Box" Brown kimdir ?
    Dr. Bedri ŞAHİN Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni
    Dr. Bedri ŞAHİN Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni Dr. Bedri Şahin ile Almanya Seçimleri Röportajı
    FIKRET AYDEMIR
    FIKRET AYDEMIR AB “ticaret savaşı”na hazır
    KARMA YAZARLAR KÖŞESİ
    KARMA YAZARLAR KÖŞESİ Hakiki Kabakçı : EMİRDAĞ’LIYIM BEN DEME
    NASREDDİN HOCA FIKRALARI
    NASREDDİN HOCA FIKRALARI 5 YENI NASREDDİN HOCA FIKRALARI
    T.C Huseyin Avni Gelendost
    T.C Huseyin Avni Gelendost DOST BİRİKTİRİN..
    ERDOĞAN KAHYA
    ERDOĞAN KAHYA Turizmde Herşey Dahil Sistemi tartışılmalı
    Kamil Sayın
    Kamil Sayın Kamil Sayın'dan HAKİKİ KABAKÇI
    Avukat Mehmet Taş ( TR )
    Avukat Mehmet Taş ( TR ) T.C 'de kiralayan ve kiracı arasındaki ilişkiler
    Hüseyin Ekmekçi
    Hüseyin Ekmekçi İNİŞLE DÜŞÜŞ ARASINDA BİR AĞIT
    Zehra Özer
    Zehra Özer Yüreğime dokunmadı desem yalan olur...
    Ramazan Kurt
    Ramazan Kurt "Yabancı Kökenli Sahte Sosyalistler: Yeter Artık PS'in Sırtından İnin!"
    Serap Yenici
    Serap Yenici Kirmi Kir !
    Bahattin Gemici
    Bahattin Gemici ALMANYA SİYASETİNE AĞIRLIĞIMIZI KOYALIM
    Ansa Suoğlu
    Ansa Suoğlu "En kötü barış, en haklı savaştan daha iyidir." Cicero
    Murat Topoglu
    Murat Topoglu ORUÇ TUTMANIN SAĞLIĞA ETKİLERİ
    BELMA TEK
    BELMA TEK Kadın ve Gül
    Hakan Erzurumlu
    Hakan Erzurumlu Belçika için oturum ve çalışma izni ...
    Zekiye Dogan
    Zekiye Dogan BİR ERKEĞE DÖRT KADIN
    DOMINIQUE DESERRANO
    DOMINIQUE DESERRANO Brand Revenue in the Business-to-Business World:
    Bizi Takip Edin
    Facebook
    Twitter
    Instagram
    Youtube
    BRUXELLES KORNER BLOG COPYRIGHT 2015-2025
    KünyeGizlilik PolitikasıRSSSitemapSitene EkleArşivİletişim
    SOSYAL MEDYA BAĞLANTILARI
    FACEBOOKTWITTERINSTAGRAMLINKEDINYOUTUBE

    © 2025 S-B-E Ltd | Yazılım: Onemsoft

    Haber GönderFirma Ekleİlan Ekle