BRÜKSEL - ŞERİFE ÇETİN
Türkiye'ye, Afrin'de terör örgütlerine karşı yürüttüğü Zeytin Dalı Harekatı'nı durdurma çağrısında bulunan Avrupa Parlamentosu (AP), PKK sergisi ve "kırmızı bültenle" aranan teröristlere ev sahipliği yapması yanında PKK'nın terör örgütleri listesinden çıkarılması için yoğun çaba gösteren üyeleriyle tepkilere neden oluyor.
AP'de özellikle Avrupa Birleşik Solu, Sosyal Demokratlar ve Yeşiller Grubu üyesi parlamenterlerin duydukları ideolojik yakınlık nedeniyle terör örgütü PKK'ya destek vermeleri dikkati çekiyor.
AB üyesi 28 ülkede yapılan ulusal seçimlerle belirlenen AP üyeleri, 5 yıllık dönemlerinde üyesi oldukları siyasi parti veya grubun ajandası için çalışmalar yürütüyor. Türkiye karşıtlığıyla öne çıkan AP üyeleri, AB üyelik müzakereleri yürüten Ankara'nın, sık sık haklı güvenlik kaygıları ve ulusal çıkarlarını göz ardı eden açıklamalar ve girişimlerde bulunuyor.
AP milletvekillerinin Strazburg'daki Genek Kurul'da Türkiye'nin Afrin'e yönelik Zeytin Dalı Harekatı'nı durdurması çağrısını içeren bir tasarıyı kabul etmeleri, esasen parlamento üyelerinin AB'nin terör örgütleri listesinde olan PKK'ya duydukları yakınlığın bir yansıması olarak görülüyor.
Terör örgütü üyeleri AP toplantılarına katılıyor
Parlamentonun her yıl "Uluslararası Kürt Konferansı" adı altında düzenlediği konferanslara aralarında "kırmızı bültenle" aranan teröristlerin de olduğu PKK elebaşları konuşmacı olarak katılıyor.
Bu konferanslarda PKK'nın terör örgütü listesinden çıkarılması ve terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'ın serbest bırakılması için çağrılar yapılıyor.
2016 yılında düzenlenen konferansa terör örgütü PYD/PKK elebaşlarından Salih Müslim ve PKK/KCK'nın Avrupa'daki elebaşlarından Zübeyir Aydar katılmıştı.
Diğer taraftan dönemin AP Başkanı Martin Schulz ve AB Genişlemeden Sorumlu Komiseri Johannes Hahn, PKK’ya silah taşıdığına dair görüntüleri çıkan firari HDP Şırnak Milletvekili Faysal Sarıyıldız ile bir görüşme yaparak büyük tepki çekmişti.
AP, aynı yıl PKK'ya yakınlıklarıyla bilinen Fransız Sol Cephe Partisi Milletvekili Marie-Christine Vergiat ile İsveç Yeşiller Partisinden Bodil Valero'nun davetiyle, bir süre Kandil'de bulunan ve terör faaliyetleri sebebiyle kırmızı bültenle aranan HDP Avrupa Temsilcisi Eyüp Doru'yu da ağırladı.
Türkiye karşıtı söylem ve kararlarıyla tepki çeken AP, geçen yıl da Ortadoğu'daki gelişmeleri ele aldıkları bir oturumda YPG'li bir kadın teröristle de canlı bağlantı yapmıştı.
PKK tarafından düzenlenen gösterilerde de boy gösteren bazı AP milletvekilleri, bu yıl Suriye'deki mevcut durumun görüşüldüğü bir oturumda terör örgütü paçavrasının renklerine boyanmış, "Afrin yalnız değildir" mesajı taşıyan posterler açmıştı.
"PKK tehdit değil"
AP'nin Türkiye raportörü Hollandalı Kati Piri'nin PKK'ya ilişkin açıklamaları, parlamento üyelerinin terör örgütüne ilişkin genel tutumunu yansıtıyor.
Piri, ocak ayında verdiği bir röportajda, Avrupa için PKK'nın bir tehdit olmadığını iddia etmiş, asıl odak noktasının DEAŞ olması gerektiğini kaydetmişti.
Türkiye raportörünün terör örgütleri arasında ayrım yapan zihniyetini bazı Avrupa ülkelerindeki uygulamalarda görmek mümkün. Türkiye'de terör örgütü DEAŞ saldırılarının ardından Avrupa'da bazı şehirlerde kamu binalarına Türk bayrağı yansıtan ülkelerin, bunu PKK saldırıları gerçekleştiğinde yapmadığı ve dayanışma göstermediği görülüyor.
PKK'nın terör örgütü listesinden çıkarılmasına çalışılıyor
Piri'nin PKK'ya ilişkin genel görüşünün birçok AP üyesi tarafından da paylaşıldığını görmek mümkün.
Öyle ki, 2016 yılında 751 üyeli AP'nin 100 milletvekili PKK'nın AB terör örgütleri listesinden çıkarılması için bildiriye imza atmıştı.
AP'de PKK sergisi açıldı
Brüksel'deki AP binasında 2016 yılında terör örgütü elebaşı Öcalan ve PYD/PKK üyelerinin fotoğrafların bulunduğu bir sergi açılmıştı.
Sosyalist AP Üyesi Josef Weidenholzer'in ev sahipliğindeki sergi bir hafta açık kalmıştı . Sergide teröristlerin Suriye'nin kuzeyinde çekilmiş fotoğrafları ve sözde kantonlara ilişkin bilgilere yer verilmişti.
AP'nin, Türkiye'nin meşru güvenlik kaygıları çerçevesinde Afrin'de terör örgütleri YPG/PKK-DEAŞ'a karşı düzenlediği Zeytin Dalı Harekatı'nın durdurulması çağrısında bulunan kararının hiçbir hukuki bağlayıcılığı bulunmamakla beraber, bu girişim parlamentonun terör örgütü PKK'ya yıllardır süren desteğini gözler önüne seriyor.
Avrupa Parlamentosunun gürültüsü çok, etkisi yok
Türkiye'ye, terör örgütleri PYD/PKK ile DEAŞ'a yönelik Afrin Harekatı'nı durdurma çağrısında bulunan AP'nin, dış politika konularında verdiği kararların bağlayıcılığı bulunmuyor.
anasayfa > dünya 17.03.2018 Şerife Çetin,Ömer Aydın Brussels Hoofdstedelijk Gewest
BRÜKSEL- ŞERİFE ÇETİN / ÖMER AYDIN
Türkiye'nin Afrin'de terör örgütleri PYD/PKK ile DEAŞ'a karşı yürüttüğü operasyonu durdurma çağrısında bulunarak büyük tepki çeken Avrupa Parlamentosu (AP), özellikle dış politika konularında sadece danışma rolü üstlenmesi ve bu bağlamda aldığı kararların bir bağlayıcılığı bulunmamasıyla dikkati çekiyor.
AA muhabirinin AP'nin işleyişi, yetkisi ve aldığı kararlara ilişkin derlediği bilgiler, parlamentonun esasen birçok tartışma yürüterek ve karara imza atarak "çok gürültü" yaptığını ancak bir etkisi olmadığını ortaya koyuyor.
AP üyeleri siyasi ajandalarına hizmet ediyor
Avrupa Birliği'nin (AB) doğrudan halk tarafından seçilen üyeleriyle faaliyet gösteren tek organı AP, beş yılda bir yapılan seçimler sonucunda görevlendirilen 750 üyesi ve bir başkanıyla görev yapıyor. Üyeler, ülke çıkarlarına değil, seçimlerde oy topladıkları vatandaşların siyasi görüşlerine hizmet ediyor. Bu nedenle siyasi görüşlerine göre gruplar oluşturan üyeler, parlamentoda 8 farklı siyasi grupla temsil ediliyor.
Parlamentodaki sekiz siyasi grup Hristiyan Demokratlar olarak da anılan ve AP'nin en eski ve en büyük merkez sağdaki Avrupa Halk Partisi (EPP), Sosyalist Demokratlar Grubu, Avrupa Liberal ve Demokratlar Müttefiki, Yeşiller Grubu, sağcı Avrupalı Muhafazakarlar ve Reformistler Grubu, aşırı solcu Avrupa Birleşik Solu, Avrupa Liberal ve Direk Demokrasi Grubu ve Uluslar Avrupası için Birlik Grubu'ndan oluşuyor.
Bu grupların genellikle sol ve sağ olarak ayrışan siyasi ideolojileri, tartışma ve kararların içerik ve sonucunu belirliyor. Üyelerin siyasi nitelikli ajandalarına hizmet etmek için yürüttüğü ideolojik girişimler ve aldıkları kararların ise zaman zaman birliğin temel uluslararası politikalarıyla çatıştığı ve hasara yol açtığı görülüyor.
AP'de koltuklar üye ülkelerin nüfus yoğunluğuna göre dağıtılıyor. En fazla koltuk sayısı Almanya, Fransa ve birlikten çıkma müzakereleri yürüten İngiltere'ye verilirken, en az koltuk sayısı Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, Malta ve Estonya'da bulunuyor.
Brüksel'de bulunan AP binasında komite toplantılarını yapan üyeler, her ay Strazburg'da Genel Kurul toplantılarında bir araya geliyor. Parlamentonun Lüksemburg'da da bir sekretaryası bulunuyor.
Kararlarının bağlayıcılığı yok
Avrupa Konseyi ile yasama yetkisini paylaşan parlamentonun esasen sadece AB bütçesi üzerinde tam yetkisi bulunuyor. AB bürokrasisi çerçevesinde konsey ve komisyonu denetleme, komisyonu seçme ve devirme yetkisine sahip AP'nin devirme yetkisini ise hiç kullanmamış olduğu görülüyor.
Karar alma yetkisi de olan AP'nin üyelerinin siyasi iltisakları sonucu hemen hemen tüm kararlarının siyasi nitelikli olduğu ve birçoğunun üye devletler üzerinde hiçbir bağlayıcılığı olmadığı ön plana çıkıyor.
Oy kazanmak için siyasi manevralara sık sık başvuran AP üyeleri, en son 2014 yılında yapılan parlamento seçimleriyle göreve atanmış bulunuyor. Üyelerin son dönemde özellikle siyasi anlamda tartışmalı konularda oturumlar yürütme ve karar çıkartma girişimlerini, gelecek yıl düzenlenecek seçimler ışığında değerlendirmek gerekiyor.
"AP, hepiniz tümüyle rezilsiniz"
Parlamentoda karar tasarıları ve raporlar genelde 30-40 üyenin katıldığı oturumlarda görüşülüyor. Oylamalara katılmayan üyelerin ücretleri kesildiği için, oylama sırasında Genel Kurul salonu kalabalıklaşıyor. Karar tasarısı ve raporların içeriğinden çoğunlukla habersiz olan üyelerine, grup yöneticileri veya tasarıyı kaleme alan parlamenterlerin, el işaretiyle ne yönde oy vereceklerini bildirdiğine sıklıkla rastlanıyor.
Öyle ki geçen sene AP Kuruluna konuşma yapmak için giden AB Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker'in oturuma sadece 30 civarında üyenin katılması sonucu AP'ye yönelttiği "hepiniz tümüyle rezilsiniz" eleştirisi, birlik genelinde hala yankısını sürdürüyor.
Çok sayıda bağlayıcılığı olmayan karara imza atıyor
AP'nin 2014'de başlayan yasama döneminde şimdiye kadar 831 bağlayıcılığı olmayan karara imza attığı görülüyor. Parlamentonun çok farklı konularda ve yüksek sayılarda öneri nitelikli kararlar vermesinin, hem kararların içeriğini zayıflattığı hem de verilen kararların etkisini azalttığı değerlendiriliyor.
AP’de Türkiye saplantısı
Türkiye'ye yönelik özellikle son dönemde olumsuz bir tutum takınan AP'nin, ülke hakkında da çok fazla tavsiye kararı yayınlaması dikkati çekiyor.
Örneğin, Türkiye'deki darbe girişiminin ardından 2016 yılının ekim ayında aldığı bir kararla darbe girişimiyle bağlantısı olduğu için tutuklanan "gazetecilerin serbest bırakılmasını" isteyen AP, aynı yılın kasım ayında kabul ettiği bir kararda Türkiye ile üyelik müzakerelerinin dondurulmasını talep etti. AP, daha sonra 2017 temmuz ayında aldığı bir kararda da müzakerelerin askıya alınmasını istedi. Aynı ay aldığı başka bir kararda Akkuyu Nükleer Enerji Santrali'nin yapımına dair planlarını durdurması çağrısında bulundu.
Bu yılın şubat ayında kabul ettiği bir kararda ise Türkiye'nin terör propagandası yapan kişilere uyguladığı hukuki yaptırımların iptalini ve OHAL'in kaldırılmasını isteyen AP, aynı kararda Türkiye’de terör faaliyetleri ve örgüt üyeliği nedeniyle tutuklanan veya hapse mahkum edilen kişilerle dayanışma çağrısında bulundu. Gene aynı ayda çıkardığı başka bir kararda Türkiye'deki Süryani kiliseleri için taleplerde bulundu.
Türk bakanların AB ülkelerinde yaşayan Türk vatandaşları ile bir araya gelip, Türk elçiliklerini ziyaret etmelerinin engellenmesine ses çıkarmayan AP'nin aldığı her kararda “ifade özgürlüğü”, “demokratik haklar”, “toplanma ve gösteri özgürlüğü” gibi maddelere yer vererek Türkiye’ye ders vermeye çalıştığı görülüyor.
Öte yandan Türkiye hakkında rapor ve karar tasarısı hazırlayan AP üyeleri, bir yandan her fırsatta “Türkiye’nin AB değerlerinden uzaklaştığını” vurgularken, diğer yandan da özellikle terörle mücadele, kalkınma, eğitim ve sosyal alanda uygulamaya koyduğu girişimlerden vazgeçmesi çağrısında bulunuyor.
Yorum Yazın