© © 2025 S-B-E Ltd

Kadir Duran ile Röportaj – MITO, TIP, ETIM: Strateji ve Etki Arasında

Kadir Duran ile Röportaj – MITO, TIP, ETIM: Strateji ve Etki Arasında

Kadir Duran ile Röportaj – MITO, TIP, ETIM: Strateji ve Etki Arasında
Röportaj: Vincent Verdonk – Bağımsız Gazeteci

Hamas ile İsrail arasında bir ateşkes sağlandı, ancak dünya hâlâ istikrarsız. Terörizm, barış ve insan güvenliği için en büyük tehdit olmaya devam ediyor.
Avrupa’da yaşayan tanınmış Türk gazeteci ve aktivist Kadir Duran ile, çok az bilinen bir terör örgütü olan Doğu Türkistan İslami Hareketi (MITO / ETIM) hakkında konuştuk.

Doğu Türkistan İslami Hareketi’ni duydunuz mu? Bu hareket hakkında ne düşünüyorsunuz?

Evet, elbette.

Doğu Türkistan İslami Hareketi (MITO veya ETIM) — daha sonra Türkistan İslam Partisi (TIP) adını almıştır — 1990’ların sonlarında kurulan bir Uygur cihatçı örgüttür.
Afganistan’daki kaos ve El-Kaide’nin yükselişi bağlamında ortaya çıkmış, Sincan’daki Uygur halkının gerçek mağduriyetlerinden beslenmiştir.

Ancak zamanla ideolojik ve şiddet yanlısı bir dönüşüm geçirdi.
Artık bir ulusal kurtuluş hareketi değil, silahlı mücadeleyle bir İslam devleti kurmayı amaçlayan selefi bir cihat örgütüdür.

MITO/TIP doğrudan El-Kaide ile bağlantılıdır ve 2002 yılından bu yana BM yaptırım listesinde (El-Kaide/DEAŞ rejimi kapsamında) yer almaktadır.

Görüşüm net:
Bu grup artık inandırıcı bir siyasi dava taşımıyor; sürekli savaş ideolojisini temsil ediyor.
Uygur meselesini şiddetli ve amaçsız bir maceraya dönüştürerek asıl özünden saptırmıştır.

Bugün TIP, Uygur direnişini değil, başlangıçta siyasi olan ulusal talep ile küresel cihatçı sapma arasındaki kırılmayı temsil etmektedir.

Hareket, Orta Asya ve Çin’in bazı bölgelerini kapsayan bir “Türkistan” iddiasında bulunuyor. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Burada ideolojik mit ile jeopolitik gerçeklik arasında ayrım yapmak gerekir.

TIP, Sincan’dan Orta Asya’ya uzanan geniş bir “İslami Türkistan” hayalinden söz ediyor; bazı söylemler de tüm Türk halklarını aynı dini bayrak altında birleştirmeyi savunuyor.
Fakat bu, pan-İslamist bir hayalden ibarettir; gerçekçi bir proje değildir.

Gerçekte:

“Büyük Türkistan” fikri, dini ve milliyetçi bir slogandır, somut bir toprak hedefi değildir.
Etnik ve dini dayanışmayı harekete geçirmek için kullanılır, fakat uygulanabilir bir siyasi planı yoktur.

1,4 milyarlık nüfusu ve güçlü güvenlik aygıtıyla Çin karşısında, birkaç bin dağınık savaşçı hiçbir askerî tehdit oluşturmaz.
Dolayısıyla söylemleri jeostratejik olarak inandırıcılıktan uzaktır.

Bu hareketin İslami doktrini ve şiddet anlayışı hakkında ne düşünüyorsunuz?

Doktrinleri, El-Kaide’den miras alınan şiddet yanlısı selefi cihatçılık üzerine kuruludur:
Şeriatı zorla uygulamak, “kâfirleri” İslam’a döndürmek ya da cizye (dini vergi) ile boyun eğdirmek.

Bu, manevî bir yol değil; İslam’ın politikleştirilmiş ve militarize edilmiş bir yorumudur.

Bu doktrin şunları meşrulaştırır:

Bu öğreti evrensel değerlerle bağdaşmaz — vicdan özgürlüğünü, kültürel çeşitliliği ve barış içinde bir arada yaşamayı reddeder.

Bir gözlemci ve analist olarak bunu totaliter bir sapma olarak görüyorum; 20. yüzyılın aşırı ideolojilerine benzer.
Dini, otoriter ve tek tip bir toplumsal düzen dayatmak için araçsallaştırıyor.

Burada temel bir ayrım yapıyorum:

TIP’in Suriye kolu 29 Ocak 2025’te Suriye ordusunun 84. tümenine dahil edildi. Bu dolaylı bir terörizm desteği midir?

Bu çok önemli bir soru.

Güvenilir kaynaklara göre, Türkistan İslam Partisi’nin (TIP-Suriye) bazı yabancı savaşçıları, Esad rejiminin çöküşünden sonra kurulan 84. Tümen’e entegre edilmiştir.

Eğer bu entegrasyon bireysel güvenlik taraması, yargı süreci veya silahsızlanma olmadan yapıldıysa, evet — bu dolaylı bir terör desteğidir, çünkü aşırı grupları ulusal bir ordu çatısı altında meşrulaştırmak anlamına gelir.

Ancak uluslararası gözetim altında silahsızlanma, demobilizasyon ve yeniden entegrasyon (DDR) süreci uygulanmışsa, bu bir barış çabası olarak da görülebilir.

Benim görüşüme göre, dış denetim ve DDR mekanizması olmadan yapılan bu entegrasyon, yeni bir üniforma altında terörizmin normalleştirilmesi anlamına gelir.

Türkiye, Türkistan İslam Partisi’ni dolaylı olarak finansal kanallarla mı koruyor?

Evet, burada belirsiz bir alan mevcut.

Doğu Türkistan Bülteni gibi bazı internet siteleri ve Türkistan İslami Derneği gibi yapılar, Türk bankaları ve PTT üzerinden bağış toplamıştır.
Bu bağışlar kamuya açık biçimde Uygur mültecilere insani yardım olarak sunulmuş, silahlı destek olarak değil.

Türkiye devletinin TIP’e doğrudan finansman sağladığını kanıtlayan hiçbir yargı kararı yoktur.
Ancak Türkiye, BM’nin aksine TIP’i resmî terör örgütleri listesine dahil etmemiştir.

Bana göre, Türkiye TIP’i desteklemiyor.

Ankara’nın izlediği bir denge politikası var:

Bu denge, Türkiye’nin Uygur davasını sembolik olarak savunmasını, Pekin’le doğrudan çatışmaya girmeden mümkün kılıyor.

Bu konudaki genel değerlendirmeniz nedir?

MITO/TIP, bugün artık askerî olarak dağılmış, ideolojik olarak zayıflamış ama politik olarak hâlâ kullanılabilir bir cihatçı gruptur.

Gerçekte TIP artık “Doğu Türkistan” için savaşmıyor;
Suriyeleşmiş bir paralı asker örgütüne dönüşmüş durumda.
Sincan’da bir İslam devleti kurma hedefi, 1,4 milyarlık merkezi Çin devleti karşısında tamamen hayalî bir ideolojik fantezidir.

Ayrıca, bazı Uygur örgütlerinin ABD’nin terör listelerinden çıkarılmasının, Washington’un Çin’e yönelik yeni politikasıyla bağlantılı olduğunu düşünüyorum.

ABD–Çin geriliminin artmasıyla birlikte, Uygur meselesi bir jeopolitik koz haline geldi.
ABD, Uygur davasını daha açık destekleyerek, Çin’in küresel imajını ve etkisini zayıflatmayı hedefliyor.

Sahada, özellikle Suriye’de, Uygur savaşçılara belli bir rol verilmesi, ABD’nin Çin’in bölgedeki girişimlerinin önüne geçmesini ve Orta Doğu ile Orta Asya arasında stratejik bir alanı kontrol etmesini sağlayabilir.

Ancak bu yaklaşım aynı zamanda daha gizli bir istihbarat operasyonunu da gizliyor olabilir:
Bazı gözlemcilere göre, CIA, Uygur ağlarına sızarak Sincan bölgesindeki bağlantıları kullanmak ve Çin toplumuna daha derinlemesine nüfuz etmek istiyor olabilir.

(Röportaj: Vincent Verdonk – Bağımsız Gazeteci)

https://www.leglobefrance.fr/monde/2025/10/14/interview-avec-kadir-duran-mito-tip-etim-entre-strategie-et-influence/

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER