“Gümrük Birliği’nin Güncellenmesi Artık Kaçınılmaz”
GUNDEM“Gümrük Birliği’nin Güncellenmesi Artık Kaçınılmaz” Türkiye Doğru Masada mı Oturuyor?
ÖZEL HABER
Türkiye–AB İş Zirvesi’nden Net Mesaj:
“Gümrük Birliği’nin Güncellenmesi Artık Kaçınılmaz” Türkiye Doğru Masada mı Oturuyor?
KADIR DURAN / Bruxelles Korner — Brüksel
Brüksel’de DEİK ve EBS iş birliğiyle düzenlenen Türkiye–AB İş Zirvesi, iki taraf arasındaki ekonomik ilişkilerin geleceğine dair kritik mesajlarla açıldı. Zirvenin açılışına videokonferansla katılan T.C. Ticaret Bakanı Prof. Dr. Ömer Bolat, Türkiye–AB ilişkilerinin “tarihi bir eşikte” olduğunu belirterek, Gümrük Birliği’nin siyasetten bağımsız bir ekonomik zorunluluk olarak güncellenmesi gerektiğini vurguladı.
Küresel Gerilimler, Avrupa’nın Kırılganlığı ve Türkiye’nin Konumu
Bolat, küresel tedarik zincirlerinin yeniden şekillendiği bir dönemde Avrupa ekonomisinin yeni kırılganlıklar yaşadığını ve Türkiye’nin stratejik öneminin daha da arttığını hatırlattı.
Bakan, gecikmenin maliyetine dikkat çekti:
“Bugünkü gecikmeler hem Avrupa şirketlerine hem de Türk şirketlerine ölçülebilir bir maliyet yüklüyor. Rekabet gücümüz eriyor.”
Türkiye’nin AB üyeliği hedefinin değişmediğini vurgulayan Bolat, Yüksek Düzeyli Ticaret Diyaloğu’nun modernizasyon için güçlü bir temel oluşturduğunu ifade etti.
Bolat’tan Brüksel’e İki Net Talep
Türkiye, zirvede AB’den iki kritik beklentiyi diplomatik netlikle aktardı:
1. Vize engellerinin kaldırılması
Türk iş dünyasının Avrupa pazarına erişimini zorlaştıran vize süreçlerinin ticareti frenlediği vurgulandı.
2. Kara yolu geçiş kotalarının kaldırılması
İhracatı sınırlayan mevcut kotaların artık ekonomik gerçeklerle uyuşmadığı belirtildi. Bu kotalar özellikle KOBİ ihracatçılarının rekabetini doğrudan etkiliyor.
Gümrük Birliği: 1996’dan Kalan Bir Sistem Artık Taşımıyor
Türkiye ile AB arasındaki Gümrük Birliği, dijital ekonomi, hizmet ticareti, e-ticaret ve yeşil dönüşüm gibi modern sektörleri kapsamıyor. Bolat’a göre:
“Modernizasyon iki taraf için de ertelenemez bir kazan-kazan sürecidir.”
Brüksel’de Teknik Uyarı: Asimetri ve Yeni Yükler
Ticaret Bakan Yardımcısı Mustafa Tuzcu, AB Komisyonu’na sunduğu dosyada üç yapısal probleme dikkat çekti:
-
AB’nin STA’larının yarattığı asimetriler,
-
Yeşil Mutabakat’ın ihracatçıya getirdiği yeni mali yükler,
-
Dijitalleşme nedeniyle gerekli yapısal uyum ihtiyacı.
Türkiye tarafı, Gümrük Birliği’nin güncellenmesinin artık “kaçınılmaz” olduğunu yineledi.
ANALİZ
Jeopolitik Gerçekler ve Zorlu Soru:
Türkiye Doğru Masada mı Oturuyor?
Zirveden verilen olumlu mesajlara rağmen, Avrupa Birliği’nin mevcut jeopolitik öncelikleri, Ankara’nın beklentileriyle tam olarak örtüşmüyor.
Bugün AB’nin stratejik radarında öne çıkan başlıklar şunlar:
-
Rusya ile enerji dengesi ve güvenlik politikası,
-
Balkanlar’a yönelik genişleme ve nüfuz mücadelesi,
-
Kıbrıs meselesinde Ankara’ya yönelik değişmeyen sert tutum.
Bu tabloyu dikkate aldığımızda, 30 yıla yaklaşan Gümrük Birliği’nin kapsamlı biçimde yenilenmesi beklentisi gerçekçi olmaktan uzak. En iyi ihtimalle teknik iyileştirmeler gündeme gelebilir.
Diplomaside Kazananlar ve Kaybedenler
Türkiye’nin büyük sanayi markalarının —örneğin BEKO gibi küresel oyuncuların— yabancı sermaye tarafından satın alınması artık şaşırtıcı değil. Brüksel ve diğer Avrupa başkentlerindeki lobi ofisleri, bu süreçlerde en büyük kazananlar arasında.
Kaybedenler ise uzun vadede üretici, yatırımcı ve orta sınıf.
Gerçekçi Strateji: AB’yi “Müşteri” Olarak Konumlandırmak
AB’ye tam üyelik hedefi siyasi ve jeopolitik koşullar nedeniyle fiilen donmuş durumda.
Türkiye’nin daha rasyonel bir yeni rota çizmesi gerekiyor:
-
AB’yi “iyi bir müşteri” ve önemli bir ticaret ortağı olarak görmek,
-
Siyasi beklentileri minimuma indirmek,
-
Ekonomik bağı güçlendirirken siyasi bağımlılığı azaltmak.
BRICS: Türkiye İçin Yeni Bir Jeopolitik Kapı
Dünya ekonomisinin ağırlık merkezi batıdan doğuya kayarken, BRICS ülkeleri Türkiye için yeni bir stratejik alan sunuyor.
BRICS üyeleri:
Güney Afrika, Brezilya, Çin, Mısır, BAE, Etiyopya, Hindistan, Endonezya, İran ve Rusya.
Bu blok:
-
Enerji ve ham madde kaynakları,
-
Geniş pazarlar,
-
Yatırım fonları,
-
Alternatif finans mekanizmaları
ile Türkiye’ye Avrupa’da bulunmayan fırsatlar sunuyor.
Orta Asya: Türkiye’nin Göz Ardı Edemeyeceği Stratejik Arka Bahçe
Türk Devletleri Teşkilatı, enerji koridorları, lojistik ağlar ve genç nüfus potansiyeli ile Orta Asya artık yalnızca kültürel değil, jeoekonomik bir zorunluluk alanı.
Ankara’nın rotasını sadece Brüksel’e sabitlemesi, jeopolitik açıdan sürdürülebilir değil.
Vize Duvarları: AB ile Günlük Temas Bile Zorlaşıyor
Türk vatandaşlarının vize süreçleri her yıl daha zorlayıcı hâle geliyor:
-
Daha fazla mali belge,
-
Daha uzun inceleme süreleri,
-
Artan ret oranları,
-
Ek mülakatlar…
Kısacası: AB’ye seyahat her geçen yıl daha zor, daha pahalı ve daha belirsiz.
Bu bile, Türkiye’nin yeni ortaklıklar kurma ihtiyacının açık bir göstergesi.
SONUÇ — Çok Kutuplu Bir Strateji Şart
Bugünün büyük resmi şöyle özetlenebilir:
-
DEİK–AB temasları olumlu ama sınırlı,
-
Gümrük Birliği büyük ölçüde yerinde sayıyor,
-
Vize rejimi daha katı hale geliyor,
-
Türk markaları küresel sermaye için cazip hedefler,
-
BRICS ve Orta Asya Türkiye’ye yeni manevra alanları sunuyor.
Türkiye’nin ihtiyacı olan strateji:
AB ile kavga etmeden, ama bağımlı da olmadan;
BRICS ve Orta Asya ile dengeli, çok kutuplu işbirlikleri kurarak
jeopolitik ağırlığını yükselten bir Türkiye.
İlginizi Çekebilir