Bruxelles Korner
Zehra Özer
Nidhi yaralı, şok içinde, üzerindeki giysisi yırtılmış ve tamamen tozla kaplıydı. Tüm dünya ve Hindistan'ın Mumbai şehrinde ikamet eden 11 yaşındaki oğlu ile 14 yaşındaki kızı annelerinin o görüntüsünü gazetelerden gördüler. Annelerinin o görüntüsü onları üzdüysede onlara birazda güvence sağladı. Anneleri en azından hayattaydı.
Ama sonrasında gelişen saatler içinde, vücudunda aldığı yanıklar daha çok tahribat yaratır. Chaphekar şoka girer, yaraları ve dokuları nem kaybeder ve ilk bakışta fotoğrafta anlaşılmıyor ama sonunda aynı gün içinde birçok kez ağır yaralı olarak değisik hastanelere sevk edilir.
Kollarında, bacaklarında, sırtında karnında ve başında yanıklar vardır. Bacaklarında sayısız kırıkları vardır. Hastanede doktorlar gözünün arkasında, kurbanların sayısını mümkün olduğunca çogaltmak için teröristlerin kullandıkları çivi bombasının bir parcası olan, bir çivi keşfederler.
"O ben miydim gerçekten?"
Chaphekar yirmi iki gün boyunca derin bir komaya girer. "16 Nisan’da kocam bana, kurbanlardan birinin benim olduğumu onların nasıl öğrendiklerini bilip bilmediğimi sordu. Birisi onları aramıştır bilgi vermiştir diye düşündüm ancak durum çok farklıymış. Benim fotoğrafım tüm dünyayı dolaşmış. Bana üzerinde resmim olan gazeteleri gösterdi ve ben gözlerime inanamadım. Bu ben miydim gerçekten? Fotoğrafta gözlerimdeki ifade yardım diye yalvarıyor ve hissettiğim acı yüzümden okunuyordu. Yaşadığımdan hiçbir eser kalmamış, insanlıkla alakalı hiçbir şey bulamadım o fotoğrafta."
Kadın sevdiklerinin nasıl bir tepki vereceğini merak etti. "Ben hala işimi yapabilecek miyim? Çocuklarım anlayış gösterecekler mi?
"Biz insanmıyız?"
"İnsanlar neler olduğunu hep bilmek istiyorlar, ama derinlere girdiğimde ... küçük çocukların o çığlıkları ve o ağlama sesleri, umutsuzca çocuklarını arayan anneler: Bunları düşünmek iyi gelmiyor. Herkese bir soru sormak istiyorum: Biz insanmıyız? Benden çok uzakta yaşabilirsin, farklı giysiler giyebilirsin, veya başka bir ırkın insanı olabilirsin, fakat dualarımız aynıdır. Inandığımız tanrımız farklı olabilir, ancak dualar daima aynıdır," diye vurguladı Chaphekar.
"Waarom gooien we dat allemaal op een hoopje, met als gevolg dat er morgen misschien niets meer van overblijft? Dit mag niet gebeuren, laat ons bloeien en laat anderen leven."
"Neden herşeyi bir yığın haline getiriyoruz, sonucunda yarın geriye kalan hiçbir şey bulamayabiliriz? Bu olmamalı, iflah olalim ve diğerlerinde yaşamasına izin verelim."
"Hayat eğlenceli olmalı"
Peki Chaphekar teröristleri bağışlayabilir mi? "Bu çok zor bir soru. Ben mesela cezaevi hayatını değiştirmek isterdim. Intikam hissiyle yetişenin hayatında sadece intikam olur. Eğer bir kişiye sevmeyi öğretir iseniz, o bile çok zor durumlarda sevgiyle hareket edecektir. Ben herkese teröristlere insanlık öğretmek için çağrıda bulunmak istiyorum. Ben onların düşünme tarzlarını değiştirmek istiyorum, onların sevgi ve gülümsemek gibi bir şeylerinde varolduğunu öğrenmeleri gerekiyor."
Saldırının onun hayata tutumunda da etkisi oldu. "Ben daha öncede her zaman pozitif bir insandım, ama şimdi daha iyi bir insan olduğumu hissediyorum. Özgüvenim dahada arttı." Chaphekar biran önce işine geri dönmek istiyor, ama hayatın sadece çalışmaktan ibaret olmadığını her zamankinden daha iyi biliyor. "Hayatımız aynı zamanda eğlenceli olmalıdır," dedi.
Yorum Yazın