Bruxelles Korner
Zehra Özer
Dutroux davasında beyaz minibüs
Herşey 9 Ağustos 1996 tarihinde Valon bölgesinin Bertrix kentinde havuzdan evine dönen 14 yaşındaki Laetitia Delhez’in ortadan kaybolmasıyla başlar. O dönem içerisinde Belçika’da değişik tarihlerde çeşitli yaş gruplarında birçok kız çocuğu esrarengiz bir şekilde ortadan kaybolmuştu.
10 Ağustos 1996 tarihinde Neufchâteau kenti’nin yetkililerine talimat gider ve derin bir araştırma başlatılır. Havuz yakınlarında başlatılan soruşturma sırasında, bir tanık kızın ortadan kaybolduğu günde havuzun etrafında dolaşan şüpheli beyaz bir minibüsü farkettiğini söyler. Öğrenci olan ikinci bir tanık, kendisinde ilgisini çeken araçların plaka numaralarını aklında tutma alışkanlığı olduğunu söyler ve yetkililere birgün öncesinden aklında kalan şüpheli beyaz minibüsün plaka numarasının bir kısmını verir. Verilen plaka numarası araştırmacı yetkilileri böylece, 1989 yılında, (16 yaşından küçük) resit olmayanları kaçırmaktan ve tecavüzden mahkum edilen sübyancı damgasını yemiş bir adama yönlendirir.
Dutroux ve eşi Martin tutuklanmıştı
Marc Dutroux ve eski bir okul öğretmeni olan eşi Michelle Martin ve onların suç ortakları olan Michel Lelièvre sonunda 13 Ağustos 1996 tarihinde tutuklanırlar.
Başlangıçta tutuklanan üçlü her şeyi inkar eder, ama sonunda seytani çiftin suç ortakları olan Lelièvre her şeyi itiraf ederek baş suçlu olarak Dutroux’yu gösterir. Dutroux ise araştırmacılara ifadesinde, "size kayıp olan iki kızı geri vereceğim" diye vaat eder.
Laetitia ve Sabine canlı olarak bulunurlar
Dutroux, 15 Ağustos günü araştırmacıları, havuz yakınlarında kaybolan Laetitia’yı ve aynı zamanda 28 Mayıs 1996 tarihinde Kain kentinde pisikletiyle okula giderken kaybolan 12 yaşındaki Sabine Dardenne’yi hapsettiği evine gönderir ve kızlar böylece caninin elinden kurtarılırlar.
Lelièvre daha sonra 22 Ağustos 1995 tarihinde Belçika’nın deniz kıyısında kayboldukları sırada 17 ve 19 yaşınlarında olan An Marchal ve Eefje Lambrecks’in kaçırılması ile ilgili itiraflarda bulunur.
Dutroux bunun üzerine 24 Haziran 1995 tarihinde Grace-Hollogne kasabasında kaybolan sekiz yaşlarındaki iki kız çocukları, Julie Lejeune’yi ve Melissa Russo'yu da kaçırdıklarını itiraf eder. O yetkililere iki kız çocuğunu, kendisi Aralık 1995’den Mart 1996 yılına kadar, yine yüz kızartıcı başka suçlardan cezaevine kapatıldığı zaman içersinde, evinin bodrum katında bir mahzende kapalı tuttuğunu ve onlara 4 ay boyunca bakacak kimse olmadığından, iki küçük kızın açlıktan öldüğünü ve cezaevine düşmeden önce de kızları sekiz ay boyunca Marcinelle kasabasındaki evinde hapsettiğini açıklar.
Bu arada aynı davada, dolandırıcılık ve uyuşturucu kaçakçılığı ile tanınan bir Brükselli işadamı olan Michel Nihoul’da tutuklanır. Nihoul yıllarca hapis yatar ama sonuna kadar kaçırılma olaylarıyla hiçbir bağlantısının olmadığını savunur.
Evin bahcesine gömülü Julie ve Melissa’nın cesetleri bulunur
17 Ağustos tarihinde, Sars-la-Buissière kasabasındaki Dutroux’nun evinin bahçesinde gömülü olarak Julie ve Melissa’nın cesetleri bulunur ve ayrıca Dutroux’nun araba dolandırıcılığında suç ortağı olarak bilinen Bernard Weinstein’in gömülü cesedi de keşfedilir. Weinstein artık Dutroux’nun hesaplarına uymadığı için Dutroux tarafından aylar öncesinden öldürülüp evinin bahçesine gömüldüğü ortaya çıkar.
An ve Eefje’nin cesetleri de bulunuyor
3 Eylül tarihinde An ve Eefje’nin cesetleri de Jumet kasabasında bulunan öldürülen Weinstein’in evinde gömülü olarak bulunur.
Şok dalgası
Ardı ardına ortaya çıkan gerçekler Belçika üzerinde bir şok dalgası yaratmıştı. Hemen ardından önemli adamlarında içerisinde yer aldığı ağların varlığı ile ilgili sayısız söylentiler ortalarda dolanmaya başlar. Hatta, Neufchateau savcısı Michel Bourlet, Ağustos’un sonunda, ‘bu davanın dibine kadar ineceğim’, dediğinde, konuşmasına ‘tabiki eğer buna müsade ederlerse’ diye eklemesi, bu söylentileri dahada güçlendirmişti. Belçika nüfusunun büyük bir kısmı sübyancıların bazı güçler tarafından koruma altına alındığına uzun yıllar inanmışlardı.
Mağdurların aileleri de çocuklarının kaybolduğu esnada yapılan araştırmanın işlevi bozukluklarını, Belcika’nın siyasetini ve yargı sistemini her yerde kınarlar. Ülke genelinde birçok vatandaş hareketleri ve seminerler yapılır. Dava’ya bakan başarılı savcı Connerotte sağ kurtarılan iki mağdur ile ve öldürülen diğer mağdurların aileleri ile çok samimi olduğu için davadan alınır ve yerine başka bir savcı konulur, bu halkın dahada büyük tepkilerine neden olur.
Beyaz yürüyüş
Belçika halkı 20 Ekim'de kızgınlığını, 300.000 'den fazla Belçikalının katıldığı ‘umudun simgesi olan beyaz yürüyüşü’ ile yansıttı. 300.000'den fazla Belçikalı bir araya gelerek, Belçika'nın savaş sonrası en büyük protesto eylemi olan hükümetten ‘değişiklik talep etmek’ için Brüksel sokaklarında sessizce yürüdüler.
Parlamento komitesi kuruldu
Beyaz yürüyüş eyleminden bir kaç gün sonra bir parlamento komitesi kurulur. Komite iki raporunda, Belçika ceza sisteminin yapısında boşlukların ve işlevi bozuklukların olduğunu tespit eder. Komite ayrıca Belçika ceza sisteminde birçok hataların yapılmış olduğunu kabul eder, ama birilerinin koruma altına alınması söz konusu değildir yanıtını verir.
Komite ayrıca yargı sisteminin yeniden organize edilmesi için önerilerde bulunur ve böylece önde olan sekiz partileri bir araya getirerek ‘Ahtapot Planı’ inşa edilir. Böylece iki düzeyde polis gücü entegre edilir. Ayrıca, Adliye için günümüzün Danıştay'ı ile Yargıtay'ının temelleri olan bir yüksek mahkeme kurulur.
Dutroux kaçmayı başardı
Marc Dutroux, 23 Nisan 1998 tarihinde dosyasına bakmak için Neufchateau adliye binasına götürüldüğü esnada gardiyanların elinden kaçmayı başarır. Fakat, onun sadece birkaç saat hür kalmasına rağmen (aynı gün içerisinde birkaç saat sonra geri tutuklanır), Adalet bakanı Stefaan De Clerck ve İçişler bakanı Johan Vande Lanotte makamlarından istifa etmek zorunda kalırlar.
Ömür boyu hapis
Nisan ayı 2003’de Dutroux, Lelièvre, Martin ve Nihoul, Arlon Adliyesi'nin ağır ceza mahkemesine sevk edilirler. 22 Haziran 2004 tarihinde, gerçeklerin ortaya çıkmasından 8 yıl sonra ve üç aydan fazla süren bir mahkeme sürecinden sonra dört suçlu "Dutroux ve yandaşları" dosyası altında, beş yıl ile ömür boyu arasında değişen hapis cezaları alırlar.
En hafif cezayı, adam kaçırmaktan suçlu bulunamayan iş adamı Michel Nihoul alır ve 2006 yılının Nisan ayında 10 seneye yakın cezaevinde kaldıktan sonra beraat eder.
Martin koşullu olarak serbest
28 Ağustos 2012 tarihinde, belirli koşullar altında Dutroux’nun eski eşi Michelle Martin'de serbest bırakılır. Onun, kaçırılan tüm kızların başına gelen gerçeklerden haberi vardı, hatta iki küçük kızlar Julie ve Melissa’nın, Dutroux cezaevinde yatarken evinin bodrumunda bir mahzende kapalı kaldıklarını ve açlık çektiklerinide biliyordu ancak müdahale etmedi. Martin cezaevindeyken Dutroux’dan boşandı. 16 yıl ceza yattıktan sonra koşullu olarak beraat ettiğinde başlangıçta gidecek yeri olmadığı için Namur ilinin Malonne kasabasında bulunan ‘Arme Klaren’ adında bir manastıra sığınır. Şimdilerde ise Fleurus kasabasında Namur Asliye Mahkemesinin eski Başkanı Christian Panier’in evinin bir bölümünde kiracı olarak yaşar.
Dutroux’nun Sars-la-Buissière’deki evinin bugünkü durumu
Dutroux’nun tutuklanması sırasında üç evi vardı: Sars-la-Buissiere’de, Marcinelle’de ve Jumet’de. Julie ve Melissa’nın cesetleri bahçesinden çıkarılan Sars-la-Buissière’deki evi bugün hala duruyor. Evin içerisinde geriye kalanlar ise bir yığın çöp, çürümeler, çürüyen duvarlar ve eski oyuncaklar.
Diğer iki evi yıkıldı
Sabine ve Laetitia’nın canlı olarak kurtarıldığı ve onlardan önce Julie ve Melissa’nın ve An ve Eefje’nin kapalı kaldığı Marcinelle’deki korku mahzeninin bulunduğu evi bir süre belediye tarafından tahtalarla çivilenerek kapatıldı ve evin ön cepesi, üzerinde uçurtmalı bir çocuğun resmi olan mavi bir muşamba ile kaplandı. Daha sonra evi satın alan Charleroi belediyesi evi yerle bir etmeye karar verir ve yıkılır. Bahçesinde An ve Eefje’nin gömüldüğü Jumet’deki evide yıkılır. Yerine ölen kızlar için küçük bir anıt yapılır.
Yorum Yazın