Bruxelles Korner
Zehra Özer
İnsanoğlunun enfeksiyonlara ve onlara neden olan bakteri ve virüslere karşı verdiği savaş, her geçen gün bir başka cephede yeniden başlıyor. 2000’li yılların başından itibaren önce Sars, ardından Kuş Gribi ve Domuz Gribi ile başlayan salgınlar, 2 yıl öncesine kadar Ebola virüs enfeksiyonuyla devam etti ve böylece enfeksiyon hastalıkları değişen yüzüyle insanoğlunu tedirgin etmeye devam ediyor. 2015 yılında ise bir başka virüs, Latin Amerika’dan başlayıp, yeniden dünyayı tehdit ve tedirgin etmeye başladı ve bu kez tıp eğitim alanların birçoğunun bile ismini ilk kez duyduğu bir hastalık etkeni vardı karşımızda: ZİKA VİRÜSÜ.
İnsanoğlu yüzyıllardır başına dert olan sıtma sorununa bile daha çözüm bulamadan sinekler ile bulaşan bir başka enfeksiyon tehlikesi ile karşı karşıya kaldı. Virüs sinek ısırmasından sonraki dönemde ortaya çıkıyor ve ZİKA hastalığı en sık ateş, döküntü, eklem ağrıları ve gözlerde kızarıklık (konjonktivit) şeklinde kendini gösteriyor. Bulgular birçok enfeksiyon hastalıkları ile benzerlik gösterdiğinden bu virüsün tanımında en önemli kriter “Zika virüs” enfeksiyonu için risk oluşturan bölgelere seyahat edilmiş olması ve/veya bu bölgelerde sinek tarafından ısırılmış olmasıdır. Hastalık genellikle hafif-orta şiddette olup, bir haftalık bir süreyle iyileşiyor. Ciddi hastalık tablosu genellikle nadir görünür, ancak Guillain Barre sendromu denilen ve hızla ilerleyen kas güçsüzlüğüne eşlik eder, solunum yetmezliğine de neden oluyor.
Aslında hastalığın en ilginç ve ürkütücü kısmı, Zika virüs enfeksiyonu olan hamile annelerin bebeklerinde görülen ciddi problemler oluşturuyor. Zika virüs enfeksiyonun olduğu bölgelerde baş çevresi normalden küçük (mikrosefali) doğan bebeklerin sayısının artması üzerine dikkat çekmesiyle, bu ciddi komplikasyon fark edildi. Sadece Brezilya’da Ağustos-Ekim aylarında baş çevresi küçük olarak doğan 35 bebekte Zika vürüs enfeksiyonun etken olabileceği düşünülüyor ve araştırmalar devam ediyor. Bu bebeklerde baş çevresinin küçük olmasının yanı sıra, olguların yarısında ciddi nörolojik anomaliler ve büyük bölümünde de radyolojik görüntülemede beynin doğumsal anomalileri saptandı. Şu an için bu bölgede baş çevresi küçük olarak doğan tüm bebekler ve hamileliğinde Zika vürüs enfeksiyonu geçiren tüm anneler doğumdan sonra kontrol altına alındılar.
2015 yılında Güney Amerika Halk Sağlığı Organizasyonu (PAHO), Brezilya’da ilk olgunun tanımlanması sonrasında ilk Zika virüs enfeksiyonu uyarısını yayınladı. 21 Ocak 2016 tarihine gelene kadar, Zika virüs enfeksiyonu için seyahat uyarısı yapılan ülkeler Barbados, Bolivya, Brezilya, Kolombiya, Dominik Cumhuriyeti, Ekvator, El Salvador, Fransız Guyanası, Guadeloupe, Guatemala, Guyana, Haiti, Honduras, Martinik, Meksika, Panama, Paraguay, Porto Riko, San Martin, Surinam, US Virgin adaları ve Venezuela olup Güney/Orta Amerika dışında Afrika’nın güneyinde Samoa adaları idi. 2016 yılı Ocak ayı içerisinde Amerika’da ilk olgu Teksas’da tanımlandı. 27 Ocak 2016’da ise bu bölgelerden çok uzakta, Danimarka’da ilk olgu tanımlandı ve hastalık Avrupa kıtasına uzun aradan sonra bir kez daha ulaşmış oldu (2015 ayında Brezilya’dan dönen bir İtalyan hasta, Avrupa kıtasında ilk olgu olarak tanımlanmıştı). Hastalığın yoğun olduğu bölgelerden özellikle Latin Amerika ülkelerinden- geri dönen kişilerin sayısının artması ile birlikte her ülkede hastalığın tanımlanması kaçınılmaz görünüyor. Hastalıkla mücadelede hastalığı taşıyan ve diğer kanamalı ateş virüs hastalıklarına da neden olabilen sinek türleri olan Aedes aegypti and Aedes albopictus ile mücadelede yeniden önem kazandı.
Şimdilik hastalığın aşısı da, spesifik bir tedavisi de yok. Hastalığın bulguları olan ateş, eklem ve kas ağrıları için ağrı kesicilerin kullanılması yeterli görünüyor. Hastalığın enfeksiyonun bulunduğu 5 kişiden sadece birinin hastaneye yatırılması şimdilik sevindirici haber. Hastalığın şu an en ciddi komplikasyonu olan “bebeklerde baş çevresinin küçük olması” ve “ciddi nörolojik bulgular” nedeni ile hamileliler Zika virüs enfeksiyonu için ilk risk grubu olarak tanımlandı. Hemen ardından Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) ve Hastalık Önleme ve Kontrol Merkezi (CDC), gebelerin gerekmediği sürece Zika virüs enfeksiyonu olan bölgelere seyahat etmemelerini önerdi.
Hastalığın önlemesi için geliştirilebilecek bir aşı belki ümit verici olabilir. Ancak kısa vade de geliştirilebilinirse bile bu aşının, hastalığın baş risk grubu olan gebelere uygulanması da bir başka önemli sorun. Ebola salgının Afrika’da kontrol altına alındığına yönelik haberlerini aldığımız 2016 yılına da Zika virüs enfeksiyonu ile başladık.











Yorum Yazın