Bruxelles Korner
Mehmet ÖZKARAMAN
BİR RÜYA VE BİR KAYMAKAM
Bugün Kuvvai Milliye Derneği Başkanı Mehmet Özkaramanın taziyesine katılmak için Nafi Çağlar, m. Özkaraman beraber Kürep köyüne gittik.
Taziye evinde kuran okuduk, başsağlığı diledik. Köyden ayrılmak için izin istedik. Özkaraman, mezarlığa uğrayalım da sonra gidelim dedi.
Mezarlığa girdik, merhum abisi için ve babası Ali özkaraman ve ailesi için kuran okuduk, tam ayrılacağımız zaman annesi Ayşe hanım şoo mermer mezar köyün kaymakamının mezarıdır deyince, Nafi Çağlar kaymakam mı diye sordu? Evet dediler. Ben mutlaka bu mezarı ziyaret etmeliyim dedi. Birlikte gittik mezarı gördük. Kuran okuduk. Üzerinde N. Sadık Yıldırım yazıyordu. Nafi hoca, ben bu gece rüyamda bir kaymakam gördüm, karşılıklı oturuyoruz. Önündeki toprağı deşeliyor ve sessiz vaziyette bana birşeyler anlatmaya çalışıyor dedi.
Ancak hatırladığım kadarı ile kaymakamın adı adının mustafa olması gerek. Rüyamda gördüğüm kaymakam bu olmalı. Bunun isminin başında N. Yazıyor. Deyince, M. Özkaraman ve annesi Ayşe teyze, bu yanlış yazılmış. Adamın asıl adı Mustafa Sadık olmalıdır yanlış yazılmış dediler. Mezarlıktan ayrılırken Nafi hoca kaymakamın yeğeni eski ocak başkanı Fethi Yıldırımı arayarak rüyasını anlattı. Ancak rüyada gördüğüm kaymakamın adı Mustafa olmalı. Fethi yıldırım da evet zaten adı Mustafa sadık tır dedi. Nafi hoca, Allahın işine bak benim rüyam bu mezarlıkta karşıma çıktı.
Anlam veremiyorum ancak belki de merhum adının yanlış yazılmasının düzeltilmesini istiyordur. Adının peygamberimizin adı Mustafa olmasını istiyordur. Kimbilir belki de beni yanına çağırıyordur dedi. Kaymakamın nasıl öldüğünü sorduk. Ayşe teyze ve özkaraman acıklı bir hikaye anlattılar:
"Erzincan refahiye kaymakamıydı eski jip le köyde barışa katılmak için giderken şöföre geç jipi ben kullanayım diyor bir kum kamyonu arkadan çarparak şöför dışarı fırlıyor kendisi direksiyonun arasında sıkışarak vefat ediyor. O zamanın zor şartlarında binlerce insan katılmıştı.
Devlet töreni yapılmıştı. Yaşları genç olduğu için daha çocukları yoktu. Gencecik hanımının mezarlık etrafında dönerek feryat etmesine kimse dayanamış ağlamıştı. 1975 ten buyana o kadının çığlığı hala kulaklarımda. Şimdi dahi aklıma geldikçe dayanamaz ağlarım. Kadın şöyle feryat ediyordu: "kaymakamım mustafam! Önce benimdi şimdi size verdim. Onun kıymetini bilin. Onu incitmeyin" diyordu. Evet bir rüyadan neler çıktı karşımıza.
Barak bölgesinin ilk kaymakamı mekanın cennet olsun. Elfatiha. Amin.
Mehmet ÖZKARAMAN
Yorum Yazın