Bruxelles Korner
Derya Soysal
Evet uyandık 9 kasım 2016 sabahı, bir dünya gücüne bilime karşı, çevreye karşı duyarsız, cinsiyetçi bir cumhurbaşkanı seçildi. Ertesi gün ise bilime aşık, kadınlara, feminist eylemi olmadan, halk veren, zeki, bilgili, karizmatik başarılı bir Cumhurbaşkanı akla gelir. Evet Mustafa Kemal akla gelir. O ki vatanının, hem düşmandan hem fakirlikten, cahillikten, kapitülasyonlardan kurtardı. O bir deha ! O bir mucize ! O Mustafa Kemal Atatürk !
Mustafa 19 mayıs 1881de, Selanik'te orta halli bir ailede dünyaya geldi.
Baba tarafından aile kökeni Kocacık Yörüklerine dayanıyor. Annesi ise Anadolu'dan Rumeli'ye göç etmiş eski bir Türkmen ailesindendir.
Mustafa dünyaya geldiğinde Batı çok gelişmişti. Bu gelişmeye Osmanlı imparatorluğu ayak uyduramıyordu. Fatih Sultan Mehmetin, Sultan Süleyman'ın imparatorluğu duraklamıştı, gerilemişti. Hasta adam diye anılır olmuştu. Devletde halkda yoksuldu, sanayiler sıfırda, eğitim yetersiz, kadının toplumda hakkı ve değeri yoktu. Osmanlı Avrupa'nın Orta Çağ dönemi gibiydi.
Öğrenim çağına geldiğinde Mustafa, Hafız Mehmet Efendinin mahalle mektebine başladı, ordan Şemşi Edendi Mektebine geçti. babasını 1881 yılında kaybettikten sonra bir kaç dönem dayısının çiftliğinde kalır, sonra Selanik'e eğitimini bitirmek için tekrar döner ve Selânik Mülkiye Rüştiyesi adındaki askeri bir mektebe kaydoldu. Orda adaş olduğu matematik öğretmeni tarafından Kemal ismini aldı.
Mustafa siyasetle ilgilenirdir. Onun İçin, Anadolu hem sultanın hemde yabancı işgalden kurtulması gerekiyordu.
Birinci dünya savaşı başladığında Mustafa Kemal henüz 27 yaşındaydı. Gençti, zekiydi, kitap okumayı severdi böylelikle kendini entelektüel bir şekilde çok geliştidi. 3337 civarında kitap okumuştur.
Çanakkale de onca devleti yenerek, Çanakkale geçilmez olduğunu göstertti ve tarihe büyük bir komando olduğunu altın harflerle yazdırdı.
1918 yılının ekim ayında, Osmanlı imparatorluğu ve İtilaf Devletleri arasında imzalanan ve imparatorluğun sonunu getiren Mondros Mütarekesinde sonra, Mustafa Kemal Paşa ayaklanmaya başlar. Ve artık devrimin vakti geldiğini anlar. Böylelikle İstiklal savaşını başlatır. Anadolu da halk ona destek çıkar, bir çok yerde kadın birlikleri oluşur. Ve hep birlikte yurdu yabancı işgalin elinden kurtarırlar.
28 ekim 1923 " efendiler yarın cumhuriyeti ilan edeceğiz der " ve ertesi gün cumhuriyeti, tam bağımsız Türkiye Cumhuriyetini kurar.
Ülke sadece 15 yılda iki asır atlayıp, ışık hızıyla gelişip ve aydınlandı. Yeni mektepler,kütüphaneler, barajlar, müzeler, yollar, fabrikalar kuruldu. Türk halkına güveniyordu " Türk milleti zekidir, Türk milleti çalışkandır " o yüzden Türk milleti kendi kültürüne nihayet kavuşmuş entelektüel, ekonomik, kültürel alanda ilerlemişti. Yabancı sermayelerden kurtulmuştu. "Manevî mirasım ilim ve akıldır." sözüyle herşeyi özetledi. 1 yılda okuma/yazma oranı katlanarak arttı. Çünkü baş öğretmen Mustafa Kemal Atatürk'tü. Halkı ona bu ismi yakıştırmıştı. Atası Türk, Türkleri atası. Ebedi başbuğu.
10 kasım 1938, saat 9:05 Dolmabahçe Sarayı'nda hayata gözlerini kapadı.
O bilgi dehası, Türk tarihinin ebedi başbuğu. Türk tarihinin hazinesi. Türk tarihinin mucizesi. Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu Anafartalar komutanı Gazi Başbuğ Mustafa Kemal ATATÜRK. Ölümü öldüren adam.
Mustafa Kemal Atatürk ne kadar tarihin içinde boğulmaya çalışılsada, o ilimi bilimiyle yer yüzüne tertemiz olarak tekrar çıkıyor. Çünkü o geçlerin, bilim adamlarının, öğretmenlerin, geleceğin ışığıdır. İşte bu yüzden onun ölümü bu kadar ölümsüzdür.
Ve Fidel Castronun dediği gibi: " Tanrı'nın Türk milettine en büyük hediyesi Atatürk'tür".
193∞.
Yorum Yazın