Mehmet Ali Ağca’nın kurşunu Meryem Ana’nın tacında kutsal bir mücevher oldu
KÜLTÜR SANAT & SPORMehmet Ali Ağca’nın kurşunu Meryem Ana’nın tacında kutsal bir mücevher oldu
Mehmet Ali Ağca’nın kurşunu Meryem Ana’nın tacında kutsal bir mücevher oldu
Kadir Duran – Sıradışı Hikayeler
Fatima, Portekiz
Bu bir efsane değil, gerçek bir olaydır: Bir insanı öldürmek için ateşlenen bir kurşun, bugün Meryem Ana’nın tacında kutsal bir mücevher olarak sergileniyor.
Ve bu kurşun, Papa II. Jean Paul’ü öldürmek üzere ateşlenen o meşhur 9 mm kurşundan başkası değildir.
13 Mayıs 1981 günü, Vatikan’daki Aziz Petrus Meydanı’nda Papa II. Jean Paul, halkı selamlıyordu. Aynı gün, 1917 yılında Portekiz’in Fatima kasabasında Meryem Ana’nın çocuklara ilk kez göründüğü günün yıldönümüydü.
O esnada, kalabalığın içinden Mehmet Ali Ağca, Browning marka 9 mm tabancasını çekti ve defalarca ateş etti. Papa yere yığıldı.
Plan, onunla birlikte olan suç ortağı Oral Çelik’in el bombasıyla ortalığı karıştırması ve kaçış sağlamasıydı. Ancak hiçbir şey planlandığı gibi gitmedi. Çünkü bazı “görünmeyen eller” devreye girdi.
Papa’ya ilk kurşun isabet ettiğinde, bir rahibe saldırganı yere serdi. Ancak ondan saniyeler önce, kimliği hiçbir zaman belirlenemeyen başka bir kadının eliyle Mehmet Ali Ağca’yı ittiği ya da silahın yönünü bozduğu iddia edilir. Bu hareket, kurşunların yönünü değiştirmiş olabilir.
Papa ciddi şekilde yaralandı. Bir kurşun karnına, diğeri koluna isabet etti. İki sivil kadın da yaralandı. Papa hastaneye kaldırıldı, beş saat süren bir ameliyatla hayatta kaldı. Dışarıda binlerce insan dua ediyordu.
1983 yılında Papa, saldırganıyla cezaevinde yüz yüze görüştü. Mehmet Ali Ağca şaşkındı:
“Neden hâlâ yaşıyorsun? Nişan aldım, kurşun öldürücüydü.”
Papa ise şu unutulmaz cevabı verdi:
“Bir el tetiği çekti, ama başka bir el kurşunu yönlendirdi.”
Burada bahsettiği elin Meryem Ana’nın görünmeyen eli olduğuna inanıyordu.
Papa’nın talimatıyla, gövdesinden çıkarılan o ölümcül kurşun, Fatima’daki Meryem Ana heykelinin tacına yerleştirildi.
Tarihte dikenli taç veya çarmıh çivileri nasıl kutsal kalıntılar hâline geldiyse, bu kurşun da ölüm yerine barışı temsil eden bir sembole dönüştü.
Fatima’da kurşun öldürmüyor; artık koruyor.
Papa’nın Meryem Ana’ya olan bağlılığı, suikastla başlamadı. Henüz 9 yaşındayken annesini kaybetmişti. Meryem Ana’yı bir anne figürü olarak benimsedi. 15 yaşında, kendisini Meryem Ana’ya adayan bir gençlik grubunun lideri oldu.
Ancak kaderin bir cilvesi olarak, Fatima’ya hiç gitmemişti – ta ki 13 Mayıs 1981’e kadar.
Fatima’da 1917’deki görümler sırasında Meryem Ana, Rusya’nın “Meryem’in Temiz Kalbine” adanmasını istemişti.
II. Jean Paul bu isteği yerine getirdi. 25 Mart 1984’te, tüm dünyayı ve özellikle Sovyetler altındaki Rusya’yı kapsayan özel bir törenle bu adanışı gerçekleştirdi.
Artık o kurşun bir mermi değil, bir mesaj.
İnancın gücüyle, ölüm bile yenilebilir.
İlginizi Çekebilir